YORULMUŞ BEDENİM...
Her gün bir başta nokta isyan ediyor.
Yorulmuş bedenim artık susmuyor Yürümüyor ayaklar, yüzüm gülmüyor. Yorulmuş bedenim artık susmuyor. Ne haldesin diyen yok, nasılsın?. Bak bende ette kemikten bir İnsanım. Bu çok ağır, oysa ben tonları kaldırırım. Yorulmuş bedenim artık kaldırmıyor... Ben ne çocukluğu yaşadım, nede gençliği.. Hep sensizliği yaşadım, hep sessizliği. Ben bir çağlayandım hep çağlarım sandım. Yorulmuş bedenim, artık akmıyor. Ne fidanım büyüdü, ne de dalımda açtı bir gül. Hep hüzünle yaşadım gülmedim bir gün. İçim yaşlı, içim ihtiyar, içim keder, içim hüzün Yorulmuş bedenim artık gülmüyor.. Olmuyor işte artık olmuyor, kar erken düştü Dalım kırık, kolum kırık, kalbim kırık üşüyor. Şenol bir garip, biçare hep yalnız yürüyor. Yorulmuş bedenim artık gitmiyor. |