DERTLER BENDE TÜRLÜ TÜRLÜ
DERTLER BENDE TÜRLÜ TÜRLÜ
Dertler bende türlü türlü Ömrümü aldı götürdü İçim kükredi köpürdü Bendin aşan sele döndüm Bağrıyanık çöl gibiyim Bozbulanık sel gibiyim Deli poyraz yel gibiyim Savrulmuş bir güle döndüm Susadım su verenim yok Halimi bir soranım yok Bir ayarda duranım yok Düzen tutmaz tele döndüm Parayla pulun emrinde Herkes kendi can derdinde Kimsesiz gönül yurdunda Öksüz yetim kula döndüm Şu dilini tut diyorum Çek içine yut diyorum Yok mu bana yurt diyorum Evli barklı dula döndüm Aktaş boşalttı içini Kendine buldu suçunu Boşa ağarttı saçını Yandım yandım küle döndüm Şaban AKTAŞ 18.10.2020 - 18.09 Görsel: Bu günkü halim.. 2. SEÇENEK DERTLER BENDE TÜRLÜ TÜRLÜ Dertler bende türlü türlü Ömrümü aldı götürdü İçim kükredi köpürdü Bendin aşan sel gibiyim Bağrıyanık çöle döndüm Bozbulanık sele döndüm Deli poyraz yele döndüm Savrulmuş bir gül gibiyim Susadım su verenim yok Halimi bir soranım yok Bir ayarda duranım yok Düzen tutmaz tel gibiyim Parayla pulun emrinde Herkes kendi can derdinde Kimsesiz gönül yurdunda Öksüz yetim kul gibiyim Şu dilini tut diyorum Çek içine yut diyorum Yok mu bana yurt diyorum Evli barklı dul gibiyim Aktaş boşalttı içini Kendine buldu suçunu Boşa ağarttı saçını Yandım yandım küle gibiyim Sodu benzim kül gibiyim Şaban AKTAŞ 18.10.2020 - 18.09 DOSTLUK Dost alır ağını ağrı sancını Bir tatlı muhabbet keser acını Dost elinden ara bul ilacını İnsan dostuna her zaman muhtaçtır Dert baştan aşınca yolun şaşarsın Her gün ayrı bir dert ile naçârsın Dost ile sevinçten gökte uçarsın Dostlar her derdine çare ilaçtır Dost zor günde arar, yanına gelir Halin hat’rın sorar bir yol gösterir Dostsuz insan acı içinde erir Anlayışlı her dost başa bir taç Dost elin ayağın dilin konuşan Dert başa gelince halin perişan Ne para pul mal mülk ne de şöhret şan Yalnız kalan insan dosta muhtaçtır Yalnızlık başa dert en büyük sorun Dost ile söz hakkı senin ve onun Susar bir gün dilin gelmez mi sonun Başına dikilen yalnız bir taştır Şaban AKTAŞ 18.10.2020 - 15.22 - ANTALYA Güzel yürekli dost insan Tezer Okur’ u yitirmiş olmanın derin acısı içindeyiz tüm Antalya Liseli arkadaşları olarak... Mekanı cennet olsun... DEMİR KAFESLER Güvercinler alay alay Özgürlükse dile kolay Demir parmaklı kodeste Kapanmak çok zor bir olay! Kanat açıp uçmak aşkla Özgürlüğün tadı başka İnsan hep hür olsa keşke Tutuklanmak dile kolay! Kuşlar gibi bir kafeste Kapanıp kalmak kodeste Yürü aheste aheste Mahsus mahal zor bir olay! İşkencelere tutuldum Ellerinden zor kurtuldum Yirmi Beş ay tutukluydum Mahpusluk bu zor bir olay! Uçan kuştan akla geldi Hapiste çok zor günlerdi Dil, keşke kuş olsam derdi Dört duvar bu zor bir olay! 12 Eylül dönemi Ağlattı garip anamı Ne dini var ne imanı Faşizim bu zor bir olay! Şaban AKTAŞ 18.10.2020 - 11.11 Dünya Arkeoloji Gününde tüm arkeolog arkadaş ve dostların gününü kutluyorum. KAZI BİLİMİ Arkeologlar çözüyor Taşların dilini, Kazma kürek ile Toprağı değil Tarihi kazıyor onlar Katman katman Neler olmuş bitmiş Gelip geçmiş Dile geliyor zaman! Ne var ise Toprakta gömülü Bulunup çıkarılıyor Diriliyor sanki Binlerce yıllık ölü! Mermer üstünde Çekiç izi, murç izi Zaman tünelinde Gezdiriyor bizi! Paleolitik, Mesolitik Neolitik, Keramik, Akeramik Bakır Demir Bronz İşlenmiş işlenmemiş Çanak çömlek Yanmış sönmüş Eriyip çürümüş Kırılıp dökülmüş Yığın yığın kemik Göbeklitepe Çatalhöyük Alacahöyük Semahöyük... Çağlar üstüste Dağlar küçülürken Çukurlar doluyor Ne var ise yapılan Hepsi göçüyor Rüzgâr eser, şimşek çakar Yağmur sepe sepe Deprem vurur Höyükler yükselir tepe tepe Toprak kadim Kültür köklü Söylence, şiir, öykü Türkü türkü Anadolu nakış nakış Kültür mozaiği, halı kilim Kazdıkça derinleşiyor Gün ışığına çıkıyor tarih Zenginleşiyor eserler Taş toprak ile bilim... Şaban AKTAŞ 17.10.2020 -22.02 DAĞ RÜZGÂRLARI Sevsen de razıyım sevmesen de yâr Seviyorum seni karlı dağ kadar Estin yine gelip geçtin aklımdan Sesinde ferahlık dağ rüzgârı var Dağ yolları adım adım kayalar Adımlar bastığın yeri oyalar Ay yüzün suları aşkla mayalar Gözünde gecenin yıldızları var Merdivenden inip çıkıp gelişin Tatlı dil güler yüz incili dişin Giderken yan geri geri gidişin O bakışın hâlâ yalazları var Yedi bitirdi yâr beni kederler Aklımdan geçtikçe dil "Ah keşke!"der Gönül aşk delisi, mecnun derbeder Bastığın yerlerde aşk tozları var Şaban AKTAŞ 17.10.2020 - 15.40 Görsel: Şaban AKTAŞ METİN OL ŞABAN! Hiç mi hiç belli değil Kim önce gider; Arkadaşın arkadaşa son görevi Salından tutmak, Kabrine bir kaç kürek toprak atmak Tarifi zor bir keder Kendimi defneder gibiyim. Ortaokul, lise yılları Hani o aşık olduğun Tavşan dudaklı Renkli, güzel gözlü O güzide kızlar Geceleyin gökyüzünde Ansızın kayan yıldızlar?! Elveda dedi hayata Metin Soralım şu feleğe Sıra ne çabuk geldi bize Tükendi mi vicdanın Yok mu hiç merhametin?! Güle güle Metin, güle güle, Yolun sonsuz ışık olsun Ruhun sonsuz huzur bulsun... Şaban AKTAŞ 14.10.2020 - 16.28 Metin ATALAY kardeşimi sonsuza uğurladık. Anne, baba dede nine, İbradı’lılar, hepsi bir aradalar. Mezarlıkta boş alan kalmadığı için aynı ailenin fertleri üstüste aynı kabire defnediliyor. Öz ağabeysi Tevfik ile koyun koyuna sarılıp ANDIZLI MEZARLIK’ta ebedi uykudalar.. Huzur içinde yatsınlar.. Cenaze törenine katılan tüm dostlardan, defin işlemi ile görevli, belediyece görevlendirilmiş cenaze yıkayıcı, din görevlisi imam, mezar kazıcı ve cenazeyi taşıyan nakil aracı sürücülerinden Allah ayrı ayrı herbirinden razı olsun. İnsan halimize, belediyemize, yaşadıklarımıza bin şükür ile tüm dostlarıma daha güzel barış ve kardeşlik içinde bir dünya diliyorum. Kalın sağıcakla... Selam ve sevgimle... SESSİZLER YURDU Türlü türlü acı sevinçle keder Dünya seni beni onu dert eder Yorgun düşünce kâlp canı terkeder Yaşarken ölmeye geldik dünyaya Yaz baharı çiçek, kışı sert dünya Varı ayrı yoğu ayrı dert dünya Kiralık bir konak, fani yurt dünya Hep konuk olmaya geldik dünyaya Sevincin sitemin efkârın olur Hayâl bahar, umut hep yarın olur Yaşayıp gördüğün tek kârın olur Dört mevsim görmeye geldik dünyaya İlkbaharın yazın güzün oluyor Muhabbetin sazın sözün oluyor Binbir çeşit acın sızın oluyor Ağlayıp gülmeye geldik dünyaya Aslın kara toprak, sessizler yurdu Dallar yeşil yaprak, gonca gül verdi Soru cevap bitmez, binlerce derdi Zor sınav vermeye geldik dünyaya Koşturmaca telaş ne bu acele Her nereye koşsak sonu ecele Döner iken yeşil yaprak gazele Sararıp solmaya geldik dünyaya Aktaş geldin geçtin telli saz ile Dalda çiçek bahar ile yaz ile Aşkla kâlbe düşen alev köz ile Yanıp da sönmeye geldik dünyaya Şaban AKTAŞ 15.10.2020 Görseller: Şaban AKTAŞ 15.10.2020 ÖMÜR AĞAÇLARI yapraklar düştükçe artıyor bereketi toprağın çürüdükçe humus yandıkça gübre nasıl geliyor ise daha verimli hale beyin de işte öyle biraz; bir nevi toprak günbegün yıllarca beslediğimiz umutlar yaprak yaprak dökülen takvimlerden sökülen mevsime göre bahar ile yaz yanağında gül dudağında kiraz böyleyiz biz insanlar altmışbeş yaş üstü durum budur biraz azaldıkça yaprak dalda kıymete biner gün gün içinde yorgun biraz vurgun, biraz kırgın geçen ömür; biraz sürgün... Şaban AKTAŞ 14.10.2020 - 10.41 . |