Sır
Sır
Çehresi bozuk, bakışı yılık… şımarık güneşin ardı sıra; zifirle dolunay, cenaze makamında ağlaşıp hiçbir bakışı umursamadan, terbiyesizce sarmaşık dolaşık sevişirken… Kaldırımlar düşünürken, düşünürler uyurken… Peygamber böceğinin çığırtısından gamlanıp, beş paralık kalemimle üç kuruşluk sayfaya yol tutuyorum. Salınıyorum odama... odamın mumlarına. tutunuyorum! kızıl ışığa içim geçiyor. neden? ben biliyorum! mürekkebi asıyorum kendime inat bu gece yazmıyorum. 22.07.2008 04:14:00 Yılmaz Helimergin |