KÖR ÖPÜŞLER
dudağımın kenarına
bir yarım öpücük kondurmuştunuz giderken berduş akşamların efkarına ve yutkun demiştiniz sessizce isimsiz bir delinin kehaneti olan ayrılığımızı... bir çingene falında tökezleyen tebessüm telvesini bırakırken sahte mutluluklar fincanına düşen bir hayatın trajedisini yazıyordunuz ellerinizle ve şehir martılara ağlıyordu ... arnavut kaldırımlardan fışkıran bir yoncanın çocuk sevincinde doğum sancısı çeken yağmur sevişirken gözlerinizle yok sayıyordunuz beşinci mevsimde yırtılan yürekleri... oysa ne kadar uysaldı ve kaç bin yıllık sevdası tütüyordu yıldız sesinde ve perçemlerindeki son tuzlu sızı da düşük yapmaktaydı şehrin... biliyormusunuz çokta uzakta değildi hani köşe başında gözleri su içinde çırpınan bir eşkıya depremdi sadece aşk göremediniz... |