Bin Yıl Ötelerden Gelen Türkü Gibiyim
Bin yıl ötelerden gelen türkü gibiyim şimdi.
Dağlarda keklik sesiyle göç ağıdı tutuşur bağrımda. Öter yana yakıla kırgın kanadıyla Kınalı yayla taşlarında uğultularla Yarpuz kokulu derelerden Kekik kokulu dağlardan Ses sese karışır Koku kokuya Türkü türküye... Bir tek boz bulanık su gibi insan Ne akar, Ne öter, Ne kokar... Karışmaz hiçbir insan insana Bir tek insan cana hasret Bir tek insan yalnız kalır türkülerde. Şimdi eylülde gelmiş kapıya Şimdi asıl şimdi, Bin yıl ötelerden gelen türkü gibiyim. ’’Eylülde gel’’ şarkısındaki gibi çıkıp gelsen Sesin sesime karışsa Terin terime Bin yıl ötelerden gelen türkü gibi sızlar içim Yalnız ve biçare... |
uçmalar da acemi kuşlarıyız.
acıda ve ayrılıkta bir
sevda ve vuslat yollarında dilsiziz...
eyvallah.