İYİYİ BESLEMEK
Kainatta her şey zıttı ile mevcut İyi, kötü, güzel - çirkin, gece - gündüz... Gül dahi dikensiz değil. Ama bütün bu zıtlıklarla birlikte kainatta muazzam , efsunlu bir kompozisyon var. İlâhi kudret elinden çıkmış hiç bir şeyde eksiklik yok. Her şey yerli yerinde, her şeyde âhenk var.
Tabiattaki tabii kompozisyon insan ve toplum hayatında neden olmasın? Davranışlarımızda neden iyilik, güzellik hakim olmasın? Aslında cevabı gayet basit: İyi niyet. Fikir bozuksa iş de bozuk. Niyet güzelse iş de güzel. Amel ve niyet meselesi. Peygamberimiz ne güzel buyurmuş : “ Ameller niyetlere göredir.” Kainattaki düzeni davranışlarımızda kurabilirsek, kurduğumuz bu düzen işimize de dışımıza da yansır. Bir büyük zatın dediği gibi “Güzel düşünen güzel görür...” Aslında bunu hepimiz biliriz; fakat uygulayamayız, yaşantımızda hakim kılamayız. Kime sorsanız iyilik ve güzellikten yanadır. O halde bu kan, bu kin , katliam, karmaşa nedendir? Sorun anlayışta yani niyettedir. İyilik ve güzellik yoksa, öfke var, haset var , kin var... Niyette güzellik varsa barış var, saygı var, huzur var... Bu iyilik ve kötülük hep çatışma halindedir; biteviye sürer gider. Bu çatışmanın galibini aslında tutumumuz belirler. Biz istemez taraf olmazsak diğeri kazanamaz. Yani iyiliğin de , kötülüğün de galip gelmesi bize bağlı. Nasıl mi ? İşte cevap olarak Osman Arslan’ın “Bir Yürek Yürüyüşü” isimli eserinden güzel bir misal: Bilge bir dede, beslediği biri beyaz , biri siyah iki köpeğini boğuşturup seyrediyormuş. Torunu sormuş : “Niçin siyah beyaz?” Dede: “Bunlardan biri iyiliği , diğeri kötülüğü hatırlatsın diye” demiş ve devam etmiş : “Aynen şu gördüğün köpekler gibi iyilik ve kötülük içimde sürekli boğuşur. Onları seyrettikçe ben hep içimdeki savaşı düşünürüm.” Torun mücadele varsa kazanan da olmalı diye düşünmüş; çocuklara has merakla sormuş: “Peki dede.” demiş. “Hangisi kazanır bu mücadeleyi?” Bilge dede şefkatle gülümseyerek bakmış torununa “ Hangisi mi evlat?” demiş ve eklemiş:”Ben hangisini daha iyi beslersem o !” Evet , iyiliğin kazanmasını isteyen önce kendi iç dünyasında, fikrinde, eyleminde iyiliği egemen kılmalı; yani niyette iyiliği... İyiliği, güzelliği, erdemi, doğruluğu... Kısaca olumlu olanı beslemeli ve desteklemeli. Böyle halis niyetle çıkarılan bu derginin hamiyetli halkımızın teveccühüne mashar olacağını umuyorum. Bütün güzellikler sizlerin olsun... |