Kaleminden tanırım ben itin uyuzunu! Coşkun bahar selidir bozuk ağzın salyası… Kutsal giysiden sayar kahpelik bluzunu! Erkek geçinen kaşar namertliğin balyası…
Sağa sola saldırır kopmuş çürük zinciri, Hak hukuku tanımaz ezer çuval inciri, Şerefsiz maske takmış olmuş şeref taciri, Uzadı gitti boynuz çoktan geçti dalyası…
Görevden kaçan alçak bu yurt bizim canımız Doğu batı demeyiz aksın deriz kanımız, Kuzey güney canda can âşık bu sol yanımız, İhanet yazmaz bizde bilir ağa kâhyası…
Devlet malı denizdir diyen domuzu gördük, Gece gündüz çalarken “vatan” rumuzu gördük, Namussuzlar yüzünden kanlı Temmuz’u* gördük, Kardeş kardeşe düşman ülkem al kan deryası…
Cantekin der; şerefsiz! Vatan bilir dostunu, Bu ülkeyi sevenler esirgemez postunu, Zor günlerde bölüştük ekmeğini tostunu, Halka saldıran itin yoktur arı hayâsı!
Kanlı Temmuz: 2 Temmuz 1993 Madımak katliamı, 5 Temmuz 1993 Erzincan Kemaliye ilçesine bağlı Başbağlar Köyü katliamı.
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Ben de sevgiyle sizi selamlar, gözlerinizden öperim. Bu ülkenin güzel insanlarından benden küçüklerin gözlerinden, benden büyüklerin ellerinden öperim. Sevgiler, saygılar.
Ben de sevgiyle sizi selamlar, gözlerinizden öperim. Bu ülkenin güzel insanlarından benden küçüklerin gözlerinden, benden büyüklerin ellerinden öperim. Sevgiler, saygılar.
Çok teşekkür sevgili dost. Milyon piyango bana vurmuyor. İnsan müsveddeleri sakız gibi yapışıyor. Böyle şiirler yazdırıyorlar. Daha ağır şiirler yazdıracaklar. Yorumun için teşekkür ederim. Selamlar, sevgiler...
Çok teşekkür sevgili dost. Milyon piyango bana vurmuyor. İnsan müsveddeleri sakız gibi yapışıyor. Böyle şiirler yazdırıyorlar. Daha ağır şiirler yazdıracaklar. Yorumun için teşekkür ederim. Selamlar, sevgiler...
Tebrik ederim saygı değer mahmut ağabeyim hocam kaleminiz yüreğiniz var olsun güzel bir eser daha okuduk kaleminizden var olun bu vatan bu bayrak elbette bizim cahiller kaldırılmış hainler olabilir lakin biz düşman bayrağı altında yaşamaktansa toprak altında yatmayi yeğlemiş atalarin çocuklariyiz ama gönül isterdiki vatanlarinda isyan çıkarmış bir milleti de bu kadar sarıp sarmalamasaydik
Vatanseverlik diye bir kavram var. Dokunulamayan, ölçülemeyen, gözlemlenemeyen, bazı kimselerin bu işte birbirine aşık atıp yarıştığı bir kavram. O kadar çok, o kadar bağırarak, o kadar yarışarak konuşuluyor ki “nedir” sorusuna net bir yanıt yok. Sevilen şeyin tanımı da sevme şekli de kişiden kişiye büyük değişiklik gösteriyor. Tanımı yakalamak güç, ortalama tanımın dışında kaldığınız anda vatan hainliğiyle suçlanma ihtimaliniz hayli yüksek! İnsanların kalbinin, yaşamının, gözünün gördüğü, elinin ulaştığı, kulağının işittiği, aklının kaldığı yerlerin çok çok dışında kalıyor vatan tanımı. Öyle genel, öyle havada ama öyle baskın, öyle talepkar...
O tanım öyle havada kalmamalı oysa. Türk Dil Kurumu vatan için yurt, yurt içinse “Bir halkın üzerinde yaşadığı, kültürünü oluşturduğu toprak parçası” diyor. Kısacası yuvadır vatan. Evdir. Samimi tanımı budur. Yuva görülebilen, gözlemlenebilen bir değerdir. Değeri vardır. Değeri içinde yaşayan insanı mutlu edebilmesiyle ölçülür. E tabi bunun için yaşayan kişinin de yuvaya itina göstermesi, özenle üstüne düşmesi gerekir.
Boğazına kadar siyasetin ve siyasi alaverelerin içine batmış, başka birşey konuşamaz hale gelmiş toplumlar nasıl vatansever, yuvasever olabilir ki? Olamaz! Bilmediği, yaşamadığı yerlerle, tanımadığı insanlarla ilgili ahkam kesebilir ancak.
Evimin önündeki kaldırımda yürüyemiyorsam ve bununla ilgili hiçbir şey yapmıyorsam, evimin bahçesini çöp götürüyorsa, evimin önündeki parka güvenlik, sağlık, hijyen sebepleriyle gidemiyor ve hiç birşey yapmayıp gidememekle yetiniyorsam, içtiğim su için, ısınmak için, aydınlanmak için ciddi ciddi para veriyor hatta bunlara para yettirmek için tüm ay çalışıyorsam, yerlere tükürerek geziyorsam, mahallemde kediler, köpekler açlıktan ya da vahşetten ölüyorsa ve benim gözüm kapalıysa, çocuğumu mahalledeki okula veremiyorsam çünkü kalitesiz, eğreti duruyor güven telkin etmiyorsa ve ben bunu düzeltmek için kolları sıvayacağıma başka okul bakıyorsam, yüzen otomobil almayı düşünmeye başlamışsam, ikide bir su kıtlığı riskiyle karşılaşıyorsam ve bununla ilgili tek yaptığım şey “umarım yağmur yağar ve umarım yağmur barajların oralara doğru yağar yaa” demekse, kendime gerçekten vatansever diyebilir miyim? Yuvamı sevdiğimi iddia edebilir miyim?
Bu kadar çok gözü dönmüş vatanseverin birbiriyle yarıştığı bir ülkede nasıl oluyor da sokakları çöp götürüyor, nasıl oluyor da doğa yok ediliyor, nasıl oluyor da hayvanlar işkence görüyor, nasıl çocukların gideceği adam akıllı okul sayısı bu kadar az, nasıl gıda bu kadar pahalı olabilir? Sevmeyin gözünüzü seveyim, eğer sevginiz buysa sevmeyin! Vatanseverlik gençlerin evlerinden yüzlerce kilometre ötede birilerini öldürmesi ya da öldürülmesi ile ölçülüyor size göre. Bu çığırtkanlığı yapanların vatanseverlikleri yaşadıkları mahallelere bakılarak ölçülsün bence. Bakalım çevrelerine ne kadar mutluluk, ne kadar huzur taşımışlar. Yoksa eşlerini de döverek mi evde huzur sağlıyorlar?
Yuvalarını devamlı kılma yöntemleri bu mu acaba? Yüksek ihtimal. Belki çocuklarına da terör estiriyorlar evlerinde. Sesi çok çıkanın dediği olan ortamlar yaratıyorlar. Bir arada bulunulan her alan yuva değildir, huzur ve mutluluk olduğu sürece o ortak alana yuva denir; bunlar yoksa orası sadece, öylesine bir yerdir. Ortak akıl tutulması da taşı toprağı sevip üstünde yaşayan insanları yani evin sahiplerini sevmemek hatta onlardan nefret etmek şeklinde yansıyor dışarı. Artık taşı toprağı da nasıl seviyorlarsa hiç bırakmadılar... Bu durumda beyler, sizin sevdiğiniz şey yuva değil, vatan değil... Sevmeyin lütfen siz. Sevmeye ehil değilsiniz!
Ceren Aral
Seneler önce okumuş olduğum bu yazının tüm satırlarına A sı A sına katılıyorum.
Sevmeye ehil olmayanlar bu vatanı sevmesinler!
Vatanseverlik alçakların son sığınağıdır der ya Samuel Johnson, mevzu bahis Türkiye ise ilk sığınaktır!
Kendini vatansever sayıp digerlerini hain ilan edenler yüzünden ülkem bu halde!
"Cantekin der; şerefsiz! Vatan bilir dostunu, Bu ülkeyi sevenler esirgemez postunu, Zor günlerde bölüştük ekmeğini tostunu, Halka saldıran itin yoktur arı hayâsı!"
Ceren Aral'ın yazısı gerçekleri anlatan bir yazı. Vatanseverlik görevini dört dörtlük yapmaktır. Vatanın ve vatandaşın değerini bilmektir. Sevgide, saygıda ve hizmette bilerek yanlış yapmamaktır. Vatan toprağını, caddesini, sokağını, parkını korumak ve kollamaktır. Sorumluluğunu bilmek, sorumsuzca davrananları uyarmak, durdurmaktır. Öğretmenliğimde ve yöneticiliğimde 13 (On üç) takdir, teşekkür ve aylıkla ödüllendirme aldım. Çok çalıştım. Hırsız yöneticilere karşı tavrımdan her yıl takdir alamadım. Üzüldüm. Bu ülke sahte vatanseverler yüzünden istediği atılımı yapamıyor. Yorumunuz için teşekkür ederim kardeş.
Ceren Aral'ın yazısı gerçekleri anlatan bir yazı. Vatanseverlik görevini dört dörtlük yapmaktır. Vatanın ve vatandaşın değerini bilmektir. Sevgide, saygıda ve hizmette bilerek yanlış yapmamaktır. Vatan toprağını, caddesini, sokağını, parkını korumak ve kollamaktır. Sorumluluğunu bilmek, sorumsuzca davrananları uyarmak, durdurmaktır. Öğretmenliğimde ve yöneticiliğimde 13 (On üç) takdir, teşekkür ve aylıkla ödüllendirme aldım. Çok çalıştım. Hırsız yöneticilere karşı tavrımdan her yıl takdir alamadım. Üzüldüm. Bu ülke sahte vatanseverler yüzünden istediği atılımı yapamıyor. Yorumunuz için teşekkür ederim kardeş.
Cantekin der; şerefsiz! Vatan bilir dostunu, Bu ülkeyi sevenler esirgemez postunu, Zor günlerde bölüştük ekmeğini tostunu, Halka saldıran itin yoktur arı hayâsı!
Güzel bir şiirdi, beğeniyle okudum. Nice güzel şiirlere diyor, Şair Arkadaşımı içtenlikle KUTLUYORUM...
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.