ÇANLAR BENİM İÇİN ÇALIYOR
sen beni,
annem varken öksüz bıraktın, babam varken yetim!.. aynı çocuğun üstünü örtelim, aynı balkona çamaşır serelim istedim... kötü değildi ki, kötü değildi ki benim niyetim!.. pazara çıkardım ne hevesle, çarşıya inerdim!.. ben önceden saç baş dağınık mı gezerdim böyle, ben önceden ütüsüz gömlek mi giyerdim?.. kahve falıma kim baksa, yüreğin fena halde kabarmış diyor!.. bu yürek kabarması, üzümlü keklerin kabarması gibi, güzel bir şey değil ki sevgilim... bin derde davetiye çıkarıyor, bin dert birden davete icabet ediyor!.. seni düşünürken, kaç defa boğulma tehlikesi geçirdim içtiğim çayda!.. her defasında, çayın yanındaki simitler yetişti imdada!.. kalbim her kırıldığında, Kandilli Rasathanesi deprem uyarısında bulunuyor!.. ezanlar kimin için okunuyor bilmiyorum, çanlar benim için çalıyor!.. arabesk yemekler tercih ediyorum nicedir, protest içecekler alıyorum!.. kalp atışlarım hızlandı da, yürüme hızım aynı oranda yavaşladı!.. kiminle yola çıksam, geride kalıyorum!.. ruhum eski bir ev eşyası gibi, eskiciler tarafından değerinde alınan, yeniciler tarafından burun kıvrılan!.. kalbim yumuşak bir et parçası sadece, iç yağımla kavrulan!.. kaçan her fırsat için, şansıma küstüm!.. kaçan her uyku için, şahsına küstüm!.. |