Eski bir hikaye
Eski bir hikaye
ne güzel kızdın ne kadar ince ruhun vardı sevgin sokaktan taşardı kendince gülmek çok yakışırdı sana ama sen her şeye ağlardın trafikte kazaya sendeleyip düşen yayaya karşıdan karşıya geçen yaşlıya köpeğin kovaldığı kediye hüngür hüngür ağlardın kuşları severdin ne çok arkadaşın vardı sen içlerine karışmazdın pek balkondan gülücük atar el sallardın kendinece komik bir dansla beni de görürdün sanırım hayranlığımıda bilirdin gözgöze az gelirdik gelince donardın kendini benden saklardın o an çok kızardım çirkinde bir çocuk değildim korkutucu yanım mı vardı yanlış mı anlatıldım yoksa bunu hiç bilemedim içime dert olmuştu kırk yıl sonra karşılaştık devasa bir iş merkezinde adımla hitap etti bana gülümsedi hal hatırla içime su serpildi meğer kuruntu yapmışım bir gençkızlık nazlanmasını -kuşların varmı yine kuşların gülümüyerek sordum olmaz mı dedi aynen Ahmet Coşkun |