Yitik bir yüreğin hıçkırıkları!Yine başladı yitik halimin sarhoşluğu, Bir boşluk içinde nahoş halin yozluğu, Kayıp yüreğin fersiz hislerin süzülüşü, İnsan kimliğinde hıçkıran serzenişleri… Âdem miyim, adamlığa hasretti sezgim, Biliyordum ki takiyye olamazdı derdim, Azimetten yoksun maslahatla neyleyim, Ben mükellef miyim sabiliğe aboneliyim… Sokak, cadde, kaldırımlar acıyı kusarlar, Kaybolan kimliğin hüznüyle hicranlaşırlar, Ötelenen o mefkûrenin hıncıyla ağlaşırlar, İnsan kimliğinde ki yozluğa bigane kalırlar… Ten ve beden edepten yoksunsa kepazedir, Zilletin hengâmesindeki nefesler hederdir, İnsan, kalbiyle muvazene eden mükelleftir, Gidilecek yerin serinliği, ruhun ürpertisidir… Şimdilerde zikredilir aşklar ruhsuz inanışlar, Kalbi nazardan azade, nefsi kuşatan salyalar, Mizandan soyutlanır zevk içinde ki nakaratlar, Ruhsuz, umutsuz, nursuz hayat için sıradalar… Ben yorgunum, solgun bir ruhun sancısındayım, Kalbimin hıçkırıklarıyla hazanımı soluyan canım, Anın akışında ötelerin yolculuğuna hazırlanırım, Hilkatimle barışık yaşamaya amade olan insanım… Nisa kimliğine saygım, hilkatiyle ahenk içindeyse, Edebi önceleyen, hamiyeti önceleyen bir değerse, Bahşedilen şefkat yolculuğunda şayet huzurluysa, Kanaat içinde, aşka uzanan umutla barışık yaşarsa… Adamlık bir sanattır, hal içinde demleşen sevdadır, Aşkın en bariz adayı, mertliğin dergâhı olan cefadır, Vefa azimeti, erdem hasleti, ölüm hesabı defteridir, Ülfet içinde bir demdir, murat içinde sabırla örülür… Mustafa CİLASUN |