KUTSAL DEĞERLERİ REKLAM MİSALİ PARTİ PARTİ YAPTIK ŞAŞTI AHALİ ÖZDE AYNI ÖNDER MUHAMMED-ALİ BEKTAŞİ-MEVLÂNA SEMAH DÖN AYNI HOCA AHMET YESEVÎ’YİZ YÖN AYNI...
%%%%%%%%%xxxxxxxxxx%%%%%%%%
Ahmet Yesevi
Türkistan’da yetişen büyük velilerdendir. Adı Ahmet bin İbrahim bin İlyas Yesevi olup, Piri Sultan, Hoca Ahmet, Kul Hace Ahmet diyede tanınır. Babası Hace İbrahim’in nesebi Hz. Alinin oğlu Muhammet bin Hanefi’ye dayanır. Hicri 5. asrın ortalarında doğduğu tahmin edilmektedir. Ahmet Yesevi çok küçük yaşta babasını, 7 yaşındada annesini kaybetmiştir. Yesi şehrinde ilim ve terbiye tahsiletmiştir. Bundan dolayı YESEVİ nisbetiyle şöhret bulduğu kabul edilmiştir. Yesi’de, önce Arslan Baba Hazretlerinden ders aldı. Arslan Baba’nın vefatıyla Buhara’ya gitti. Orada Ehli Sünnet alimlerinden Yusuf Hamedaniye bağlandı ve manevi ilimleri tahsil etti. İnsanlara doğru yolu göstermek için ondan icazet (diploma) aldı.
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
(234)YÖN AYNI !.. şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
(234)YÖN AYNI !.. şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
şiiri ilk okurken vermek istediği anlamı, ikinci dizesinde kelimelere farklı manalar verdiğimden olsa gerek o ana kadar farklı bir gidişat, olmayan bir gidişat üzerine temellendirmiştim ki son üç dize aslında ne kastedildiğini farketmeme daha çok yardımcı oldu hocam.bir de açıklama yapmanız şiirin anlamını daha bir ortaya çıkardı içimde... yüreğinize sağlık hocam. Allah razı olsun.
Değerli TURANOĞLU Beyefendi, sayfanıza her gelişimde bambaşlka bir mana ile karşılaşıyorum. Bu nedneledir ki siteye girdiğimde gözlerim sizin eserlerinizi arıyor. Yine muazzam yine şahsına münhasır bir eser İÇTENLİKLE TEBRİK EDİYORUM EFENDİM
HOCAM SİZİN BU GÜZEL VE İNSAN SEVGİSİ VE İLAHİ AŞKLA SÜSLÜ ŞİİRLERİNİZİ GIPTAYLA OKUDUĞUMU VE ÇOK BEĞENDİĞİMİ LÜTFEN BİLMENİZİ İSTİRHAM EDİYOR VE KUTLUYORUM EFENDİM...TEŞEKKÜRLER...SEVGİ VE SAYGIMLA...SELAMLAR...
bey amca yüreğine sağlık .inan bana şimdi türkiyenin dört bir yaanında AHMET YESEVİ CAMİLERİ VAR.ÖRNEK OLARAK BENİM YAŞIDIĞIM İLDE VE KÖYLERİNİNİDE SAYARSAN 10 DAN FAZLA AHMET YESEVİ KOYULMUŞ CAMİLERİN ADI.buda demek oluyoki değerlerimizi unutmuyoruz.dünyada türkler kadar vatatnına bağlı insan yoktur.çok yer gezdim.yurt dışında doğmuş türk insanlar bile bazı vatanımı seviyorum diyen insanlardan bile bağlılar vatanına merak etme bey amca oo yurt dışında yaşayan anne ve babaların ellerinden öpüyorum.türk kültürünü ve türk özümüzü gençlere çok güzel aşılamışlar.elhamdülillah dinimizi de .........
KUTSAL DEĞERLERİ REKLAM MİSALİ PARTİ PARTİ YAPTIK ŞAŞTI AHALİ SÖZDE AYNI ÖNDER MUHAMMED-ALİ BEKTAŞİ-MEVLÂNA SEMAH DÖN AYNI HOCA AHMET YESEVÎ’YİZ YÖN AYNI...
Allah razı osun hocam. Kaleminiz, nefesiniz daim olsun. Saygılarımla.
Türkistan'da yetişen büyük velilerdendir. Adı Ahmet bin İbrahim bin İlyas Yesevi olup, Piri Sultan, Hoca Ahmet, Kul Hace Ahmet diyede tanınır. Babası Hace İbrahim'in nesebi Hz. Alinin oğlu Muhammet bin Hanefi'ye dayanır. Hicri 5. asrın ortalarında doğduğu tahmin edilmektedir. Ahmet Yesevi çok küçük yaşta babasını, 7 yaşındada annesini kaybetmiştir. Yesi şehrinde ilim ve terbiye tahsiletmiştir. Bundan dolayı YESEVİ nisbetiyle şöhret bulduğu kabul edilmiştir. Yesi'de, önce Arslan Baba Hazretlerinden ders aldı. Arslan Baba'nın vefatıyla Buhara'ya gitti. Orada Ehli Sünnet alimlerinden Yusuf Hamedaniye bağlandı ve manevi ilimleri tahsil etti. İnsanlara doğru yolu göstermek için ondan icazet (diploma) aldı.
Buhara bu tarihlerde Karahanlıların hakimiyeti altındaydı ve devrin en büyük ilim merkezlerinden biriydi. Dünyanın çeşitli yerlerinden talebeler buraya gelip ilim tahsil ediyorlardı. Buhara'da güçlü bir Hanefi Fıkıh geleneği mevcuttu. Hoca Ahmet Yesevi Buhara'da bir müddet ders verdi. Daha sonra bu vazifeyi başkasına devredip Yesi'ye döndü ve burada talebe yetiştirmeye başladı. Büyüklüğü ve şöhreti kısa zamanda Maveraünnehir, Horasan ve Harzem dolaylarına yayıldı. Zamanın en büyük ve üstün evliyelarından oldu. Zahiri ve batını bütün ilimlerde derin alim olan Ahmet Yesevi Hazretleri, Hızır Aleyhisselam ile görüşür sohbet ederdi. Günün büyük bölümünü ibadet ve zikir ile geçirirdi. Zamanında arta kalan diğer bir kısmında, talebelerine zahiri ve batını ilimleri öğretir, günün kısa bir bölümünde ise, alınteri ile geçimini sağlamak üzere, tahta kaşık ve kepçe yapıp bunları satardı.
Ahmet Yesevi Hazretleri yetiştirdiği talebelerinin her birini bir memlekete göndermek suretiyle İslamiyetin doğru olarak öğretilip yayılmasını sağladı. Onun bu şekilde gönderdiği talebelerinden bir kısmı da Anadoluya geldiler. Bu vesileyle onun yolu Anadoluda yayılıp tanındı. Anadolunun Müslüman Türklere yurt olması, onun manevi işaretiyle hazırlandı. Talebelerinin gayretiyle Anadolu ebediyyen Türk yurdu oldu.
Ahmet Yesevi Hazretlerinin en önemli özelliği, Arapça ve Farsça bilmesine rağmen çok sade bir Türkçe ile Hikmet denilen eğitici sözleri, Türkistan Türkleri üzerinde büyük izleri bırakmış olmasıdır. Bu hikmetli sözlerde şeriat erkanını ve tarikat adaplarını anlatmıştır. Yesevi Ocağı aynı zamanda bir tarikattır. Önemli ve büyük tarikatlardan Nakşilik ve Bektaşilik, Yeseviliğin kollarıdır. Yeseviliğin, adapları müridlerin uyması gerekli hususlar ve ahkamları vardır. Yesevi dergahı, fakirler, yoksullar, yetim ve çaresizler için bir sığınak yeriydi. Bu dergahlar aynı zamanda, tekke edebiyatının ilk temsil edildiği yerler olmuştur. Ahmet Yesevi Hazretleri tekke edebiyatının ilk temsilcisidir. Bu vesileyle Anadoludaki Türk edebiyatının yeşerip gelişmesine zemin hazırlamış, Yunus Emre gibi büyük şairlerin yetişmesine sebep olmuştur. Bu şekilde yetiştirdiği talebelerinden tayin ettiği halifeleri şunlardır;
Mansur Ata, Abdulmelik Ata, Süleyman Hakim Ata (Bu Türkler arasında en meşhur halifesidir) Muhammed Danişmend, Muhammed Buhari (Sarı Saltuk) Zengi Ata, Tac Ata v.b. Bu halifelerinin yetiştirdiği birçok talebe ki; Ahi Evran, Hacı Bektaş, Mevlana, Taptuk Emre, Yunus Emre gibi talebeler Anadoluda, Ahmet Yesevi Hazretlerinin çizdiği yolda ilerlemişler ve Türk dilini, edebiyatını, kültürünü özellikle İslam dinini doğru olarak gelecek nesillere aktarmışlardır. Sade bir Türkçe ile Halkın anlayacağı, sohbet tarzındakiHikmet adlı şiirleri, Çin'den, Marmara sahillerine kadar yayılıp, Türk Milletine manevi ışık olmuştur. Ahmet Yesevi Hazretleri Hicri 590 (1194) de Yesi şehrinde vefat etmiştir. Kabri üzerine türbe, 200 yıl sonra, Timur Han tarafından inşa edilmiştir.
"Kafir bile olsan, hiç kimsenin kalbini kırma. Çünkü kalbi kırmak Allh'ü Taala'yı kırmaktır. Gönlü kırık zavallı garip birini görsen, yarasına merhem koy, yoldaşı ve yardımcısı ol."
Ahmet Yesevi Hazretleri'nin bu sözlerinde, özellikle biz Avrupada yaşayan Türkler için, altın değerinde bir nasihat vardır. Biz Avrupa Türklüğü, Gayrimüslimler ile beraber yaşarken, geçmişimize bakıp güç almalıyız. Buraları Türkleştiremeyiz, fakat Türk kalabilmemiz için, Ahmet Yesevi Hazretlerini ve onun yolundan gidenleri çok iyi bilmemiz gerekmektedir.
PARTİ PARTİ YAPTIK ŞAŞTI AHALİ
ÖZDE AYNI ÖNDER MUHAMMED-ALİ
BEKTAŞİ-MEVLÂNA SEMAH DÖN AYNI
HOCA AHMET YESEVÎ’YİZ YÖN AYNI...
**************************************
HOCA AHMET YESEVİLER, MEVLANALAR, BEKTAŞİLER, NİCELERİ... BU YÖNÜ ÖĞRETEN BİLGİNİZİ, HİSSETTİREN -HER ZAMANKİ GİBİ- MÜKEMMEL DİZELERİNİZİ GÖNÜLDEN KUTLARIM... DOĞRU YÖNDEN AYRILMAMAK DUASIYLA.. SAYGILAR