Çatısız DaraVe Doğdun; Kasıklarından imansız sancısı süzülürken yaşamın, kan içinde zarıl zarıl titreyen bacakların ahını kime sorar, soluk soluğa bir yokuşun başında çatısız dara. Dünden ipi geçirmişler beklenmeyen ceninin boynuna. Ne desek boş Ay boğarken Güneş’i bir kadın öldü tende. Hele bakın fersiz gözlerine, ne kadar hüzün var derinde. Kimi varoşta bir çingene, kimi medeni kefene sarılır şehirde. Malınız, yorganınız, bekçiniz şefkatsiz çatının güncesinde. Susuz bir kahvenin acı hatırıdır kırk yıl boyunca koynunda. Geleceğe yürüyen meşaledir gönderde, göstermelik sallandırılan. Ahkâm umurunda değil, yandı yakıldı aşağılanıp, azımsanan. Kaç kişi adını andı Habibe E. Ağaçdelen |
Şiirdeki 've doğdun'... başlangıcı, önceye ait söylenmedik çok şey olduğunu sezdirerek başlıyor aktarıma.
Şiir, kadını çok etkili dizelerle bir 'kadın kalem'den anlatmış. Bazı şeyleri anlatmak için yaşamak gerekir ya... işte, ( kalıplaşmış söylemlerin geçin de ) bir toplumda kadını yerini ve 'değerini' sadece ve en çok kadınlar bilir. Size hiçbir şey hazır sunulmaz, kendinize 'yer açmak' için hep çabalamak durumundasınız.
"Geleceğe yürüyen meşaledir gönderde, göstermelik sallandırılan.
Ahkâm umurunda değil, yandı yakıldı aşağılanıp, azımsanan."
Şiirin bütününde bu vurgu çok güzel yapıldığı halde, bu iki dize anlam yükünü sırtlamış gibi görünüyor...
Toplumsal vurgusu ve sitemi yüksek şiirinizi kutlarım.