Mesken Çocukları
MESKEN ÇOCUKLARI
İlk bize uğrardı güneş sabahın serinliğinde, Uludağ’ın ardından. Kenarındayız Bursa’nın doğuya bakarsanız. Kekik kokardı kuş cıvıltıları okul yolunda sabahleyin. Ders yapardık koşardık Koşardık, Uludağ’a doğru, kayaların arasından …hiç durmadan. Dertli kaplumbağa, çılgın çekirge, sivri kirpi, yeşil kuş arkadaşımız, dostumuz. Oynardık güneş batana dek hiç yorulmadan. “Beni unutmayın ha!” derdi lodos sert sesiyle boğazdan bize doğru. “Şimdi eğlence zamanı!..” “Hadi uçur bizi göklere…” Ellerimizi açarak “al kollarına…” Yoktu televizyon pek kimsede 70’lerde. Elektrikler kesilmiş ne fark eder pilli radyo yeter bize yurttan sesler korosu. Gaz kokusu sarardı odamızı lambanın puslu ışığında ödevlere daldık biz, on arkadaş birlikte. Çatıdan kopan tahtalar evimiz olurdu bizim. Sefa yapardık içinde yağlı ekmeklerimizle. Lakin; Kısa sürerdi sefamız, bakardık tahtalar yok. Telden araba tek oyuncağımız naylon ayakkabılar bayramlık. Dayımın armağanı “kamyon”. Oynardım akşamlara dek, toz toprak içinde. Müjdeler olsun… Öğretmen Hasan Babam televizyon aldı. Unutmayın ha! Bütün mahallenin çocukları Bu akşam çizgi film var. Hep birlikte bizdeyiz… Ne çok severdi kar bizi. “Bozzza boza…” Eldivenler fora, …hurra dışarıya Bir sürü kardan adam. Kayardık asfaltın buzunda, sokak lambasının altında, merdiven tepesinde. Sırılsıklam pür neşe… Kır cömert, Uludağ hazır. Kekik, ıhlamur, kestane, alabalık. Buz sularda yıkandık Kaplıkaya Boğazında çıplacık… Yeterdik biz bize. Ayşe Nine, Hanife Teyze, Hasan Öğretmen çok şey öğrendik sizden. Huzur içinde uyuyun… Kardeşlerim, arkadaşlarım, dostlarım, sağolun varolun, sevgi dolu Mesken Çocukları. Vedat VERMEZ 01 Şubat 2007 |