7
Yorum
18
Beğeni
5,0
Puan
1092
Okunma

/Yargıçların erdemi doğru konuşmaksa,
bize de sonsuza dek, asâletli yaşamak yaraşır/
dağların kokusu sinmiş üzerine
münzevi bir adam, yürüdü sessizce
sağında solunda melekler vardı
hâyâl miydi, yoksa gerçek mi ?
yakında da uzakta da;
görünmedi z e r r e
ne de yaraşırdı yüksekler
havarisine küsen Zerdüşt gibi
çekilirdin mağarana
yapayalnız
onurlu dimdik
sonra alabildiğine
o kuru kalabalığa inat
daha yükseklere tırmanmak
içindeki isyanları
zirveden yuvarlamak aşağılara
ve alçakları seyreden o şahinin nefesiyle
bulutları ıslak ıslak yalamak
yanmak
ısınmak buz fırtınasında
sıcacık
güçlügü çiğnemek
zoru içmek
eyyyyyyy dağların delisi!
hadi gel
bir daha
bir daha gel
bir daha solu o özgür nefesini
o köpük köpük çağlayan derede
çırılçıplak yüz yine
hadi
hadii
gel
yine gelll
ne riya
ne yalan
orda
"mânâ"
orda
"hiç"
orda
"zerre"
bir masalın kahramanıyım
şâhikalara aşina
kartallara yâren
uçurum çiçekleriyle hasbihâl
bir şimşek bu çakan
zirveye çarpan ateş topu
şiran’ın ecesine sevdalı
d a ğ g ü z e l i
şimdi buzların üzerinde dans ediyorum.
.
/Yüreğinize iyilik tohumları ekiniz.
Büyüyüp yeşersin, kötülükleri yok etsin onlar/
Fotoğraf : Yavuz Şimşek.
Uludağ zirve patikalarında ben.
Fikret Şimşek
5.0
100% (10)