oyun
sen ve ben
tam da şimdi Babil’in bin yıllık şarabından içtik göğsün yarısına ıhlamurlar yağdı bir yarısına çardak gülleri açtı sen ve ben tamda şimdi anamız doğurdu bizi ahşap gürültülü sahnede o sebepten hayattaki herkes bizimdir artık tam şimdi bize düşsel bakan gözlere kem millendi göremezler zümremize ait kıstas bir göğe sarı benli çıktı gene değil bir bin sarı çile (güneş) koparırım da senin için yanacak yine ellerim ol yada olma kapına dayanacağım her gün gülden meşaleler olacak ellerimde sen ve ben tam da şimdi olacak iş mi bu ... cevheri yarım kara safir bu da gözlerinin öbür adı karşıma her gün çıkacaksın sen gözlerine söz dinletemeyen kadın sarılırsan sevinç fışkıracak yüzündeki kara kuyu sen ve ben tam simdi aşk illetinin şerefine gene açalım bin yıllık bir şişe hayatın figüranlar kahvesini alsın da gitsin bir telaş atlayarak boyutların üzerinden sonra koşalım perdenin arkasına… sarmaş dolaş oyunumuza |