Ağırladıklarımız (Uğurladıklarımız)
Şüphelerimiz var korkularımızı kemirgen bir hayvan gibi tükettiği
Tüm ışıklarımız söndürülüyorken hala elimizdeki mumdan medet umuyoruz Kırmızı çizgilerimiz var bir annenin yavrusuna sarıldığı gibi Çirkinleşiyorken herşey hala son bir umutla güzellikten haber bekliyoruz Bir ateşin etrafında anlamsızca dönerken hem de neymiş yaşamak uğruna Uzaklaşma korkumuz var sürüden ayrı kalmak her daim yaramazlık Yürüyoruz ayağımıza batan her bir dikenden güle sebep bularak Ağırladıklarımızı uğurluyoruz her gün bir öncekine lanetle uyanarak Defterimizden koparıp kağıttan yaptımız gemiler geliyor aklımıza Oysa gerçekte ne gemiler yakıyoruz kağıda kızarak ateşe küserek Değişmiyor dünya hem de o kadar kararlı ki zalim midir nedir Sen hep gitmeye kalkıyorsun da aslında şimdi kalma vaktidir Korkulu rüyalarımızda anlamsız hayallere sarılıyoruz geceleri Uçurumlardan düşüyorken ve sevdiklerimiz bırakıyorken buluyoruz ellerimizi Sınırlı olmaktan sonsuzluğa bir adım yol alamıyoruz ne kadar istesek de Üzerimize basıp geçebiliyorlar biz nasıl bir dünya düşlesek de Parmak izimizin bizi götürdüğü yerler kadar tüm mesafemiz Bıraktığımız işaretler işte bu yalan mesafelerde mesafesiz Açlığımızın verdiği hırsla her sofrada doyacağımızı sanıyoruz Utanmadan her gün bir başka mechule yeniden uyanıyoruz Bir an aşıyoruz kendiliğinden duruyor zaman mekan Sonra pislik bir çukurun en dibinde buluyoruz kendimizi Bu ikisi arasındakine hayat derken hiç yüzümüz kızarmıyor da Gülebiliyoruz basit bir meseleye kahkahalarla hiç sıkılmadan Haddimizi çok aştık be arkadaş sitemim bundan Hakkımız bir sigara kaldı bu tüten duman ordan Ne olsa yine biz kadir kıymet hiç bilmeyeceğiz Yaladığımızın tükürdüğümüz olduğunu hiç anlamadan Başka bir iklimde yine başka korkularda buluşacağız Şimdilik hoşçakal ey hayatım Sen devam et ben burda kalacağım |