çınlama*
sesinin ırmağında akıyorum, yüz yıl oldu tamı tamına
erimesini bilmeyen bir buz dağı kesildim orada en güvenilir yerlerinden yırtılmış duygularla sınadım kendimi kardeşsiz, arkadaşsız, sevgilisiz sınadım nasıl gelirdi ilkyaz, baştan-çıkarıcı kokularıyla ışıklı sabahlarıyla nasıl pestile çevirirdi bedenimi unuttum, usandım yaşamaktan narkissos’un teslim aldığı bir dünyada tufanlar çıksa, depremler kopsa keşke, daha ne olsa udlar, kemanlar, neyler, tamburlar ayağa kalksa nâmussuz şairlerle hesaplaşsam çata çat alevsiz kalplerle "aydınlık, az daha aydınlık" diyen, ölüm döşeğindeki goethe’yi anlayanlarla anlamayanlar tartışırken büyüsem düşlerimin mayınlı yatağında ve ben böyleyim işte, çıbanbaşıyım ama dinozor saymam kendimi noktalamasız, zamirsiz o çınlamayım, bedevî dağarcığımla (*): Eksik Kırlangıç kitabımdan, 2014 |
Bu güzel şiiri yazan ve bizimle paylaşan, Şair Arkadaşımı içtenlikle içtenlikle KUTLUYORUM. Nice güzel şiirlere...