DOLUNAY
DOLUNAY
Boş doruklar sustular, seyrek yıldızın arasında Henüz zarar vermedi Sürüklenir cam ve tarçın Tam bir olgun, dolgun, parlak evre, Kaç yıllık bahçemde yay tüm ışık Tam on bin milyarlık onun ışığında hemen Kırılgan ruhlarım Kalp güzelliğinde yaralı Bana bu tüm yenidir Sanat hünerinden yuvarlaklığı Tepsi gibi ilişti gözüme Eşsiz güzelliği Kar gibi beyazlığı ciğerime sefa Suyu ışıldatan Karanlık çiçekler aydınlık Zifiri geceme tercüman kaç lisanlıya Peygamberimin nuru gibi Işıklığa nur saçan Parlaklığından, aklığından Ruhuma sargı Fısıltılarım dolunayı Bedenimde gezinen Dağların, zirve eteğinden Bir köyden Belde den Şehirden Dere gölletin ılık suyuna Misafirdir Çırılçıplak gecenin koynunda Sevdalı bakışlarını Kâinat hanesine koymuş Bir tepsi Bir çanak Sizi sevdiğim kadarıyla Duygular o için tamamdır Benim için aynıyı hissetmiş olmaktasınız Ve daha iyi gün yaşa Bir dolunay içimde baktığım zaman Kule bir yalnızlığın üstünde Soğuk nehir geçişte gece evlere doldurdu Daldalar içti hamına ahenk altını saçar Işıldar mermerden daha zengin parlar Kaldırımlar yalayan kurgusal karakterler Karanlık hayal gibi Atmosferin pak gelini 10.07.2008 19.19 (DEMYANLİ)İBRAHİM ÖZDEMİR |