Sıradan
Şairliğime dokunmayan nefret bin yaşasın.
Ben insanı sevdim ki, insan sevildikçe mısralaşsın. Gömdüğüm şiirlerin ruhuna bir Fatiha Yok mu? Yaşamaya meyilli bir hece, bir divan, bir mısri... Hey kurban olduğum, dokuz ananın doğuramadığı türkü! Ser beni hayatın yüzüne, sar beni kaşına kirpiğine.. Öldün mü? Yer yesin seni! ’Bak düşmüyor dilimden tek bir söz. Kalmadı gözümde fer.. Sözlere sığmadı dağlandığım köz. Ağrılı göğsümde tükendi nefes. Dememiş olsaydın da sevseydin az.. Ne şiir olur senden, ne bahar, ne de güz. Var git yoluna, kederini sal kaderine.. Söyletme beni... Kinini dostuna değil, düşmanına kus. ---------------- Sanırım şiir; kalem ve kağıdın sevişmesi. Uzak ve yakının buluşması. Dost ile düşmanın tanışması. ---------------- Vicdan; bir gece ansızın yüreğe baskın verir. Tüm odalarda kötülük aranır. Temiz Temiz Temiz Unutmak Şiir de bir mısra Şehirde kadınlar Yol ayrımlarında vagonlar Ve ayaz yemiş çocukluk Öyle mi? Kaybolmuş bir köpek yavrusu gibiyim. Öyle kimsesiz Öyle zavallı Öyle masum Ve öyle çaresiz... İçim içime geçmiş, içimden yaşam ve ölüm geçmiş. Yut beni Dünya! İfade edilmesi çok güç bir duygu. Ruhumda ki bu yalnızlığın bir tarifi yok. İçimde ki dipsiz kuyuların karanlığında Boğuluyor aydınlıklar. Bazen yalnızlığını unutmak için Tutunmak istersin, birilerine, bir şeylere.. Ne küsmeli, ne de kırılmalı Kabullenmeyi öğrenmeli, incinmemeli şiir. Ölüme yakın yaşamalı, sevmeli suskun gölgeleri. Çareyi, çaresizlik ile üşütmemeli.. İnsanlar tüketirmiş birbirini ama en çokta sevdiğini. Herkesin bir yalnızlık gömleği var. Kimin ki bol, kimin ki dar, kimilerinin ki de ateşten har. Emine Genç (derleme) 16 05 2020 |