Yeşil
Yeşil, yapayalnız ürkek gadretti küflü asır
Zelzeleler geçirdi hep bir ziyâ bırakmadan. Kupkuru bağrı renkleri hicrandan kuru hasır İlikleri yanmış kavruk kaput isli parkadan Yeşil kumda kayıp ölü, hülyalarda meşhet fil Yeşil fıtratında büyük, yeşil perişan sefil Zulmet ve nur kara-ak Yeşil uyuyan toprak… Mirasyedi ne gam ne dert filozof ilk hecesi Lal, kör, sağır ağzında şerbet ve başıboş bekleyiş Zelzeleler geçiriyor rütbesi derecesi… Yeşil garip yeşil mazlüm, çeşit çeşit tekleyiş Yeşil aşk mecnun divane, yeşil hutbe minberde Yeşil ağaç asker tabut teberrük münevverde Yeşil semada Burak Musikide son durak.. Gözü yaşlı genç ihtiyar, yeşil sarıktan sancak Yeşil şevk bir tatlı rüya yeşil şehit gaziler Ne muhteşem hakikat ki yaşayan bilir ancak Sarıkamış, Çanakkale kurşundan araziler Yeşil efsunlu musiki, yeşil apayrı mana Yeşil büyülü dönemeç mor pembe gül-i rana Bırak renkleri bırak Yeşil yakın sen ırak… Cennet kıyamet hakikat, yeşil nazenin vaha Yazım kışım ilkbaharım son güzümün sabahı… İklim mevsim deniz neşe, yeşil tekmil Allaha Yeryüzünün gözyaşları renklerin padişahı Yeşil ay yüzlü çilekeş ölümsüzlüğün rengi Yeşil bitmeyen bir beste her baharın ahengi Yeşil namus gâh bayrak Dön maziye dön bir bak! .. 10.07.08 Bursa Ömer Ekinci Micingirt -------------------------------------------------------------------------- Bu şiirin hikayesi: Yeşilin ifadesi bambaşkadır; O ebediyetin rahmani yüzü, bir mükafata çok benzeyen bir sükunun fani bir saate sinmiş manasıdır. Yeşil Türbe, Yeşil Cami der demez, ölüm çehresini değiştirir,başlar bitimsiz sevda...Yeşil sancaktır,yeşil aşktır,yeşil ifade edilemez yaşanır... Ömer Ekinci Micingirt |