Diyarbakır Şiirleri
RONAHİ
Eflâtun karanfiller verir Aras Hıncahınç yaşamak Gürbüz kızanlarına Körpe tomurcuklar salınır ekinde Cehennem göğüslerde asi boran Ciğerde iştiyak, çıldırasıya Çatlıyor kısrağın Kanıyor heyben Kanıyor dudakları dikenli demirin Sevdaya set çekmiş saygın çıyanlar Kurulmuş vadilerine haramî Görmemiş tarih böyle hayınlık Böyle maval aynazı Çekirge utanır istilasından Tendürek dağına sor yüceltileri Kato’ya, Cudi’ye, Karacadağ’a Harnupların irkinç hışırtısı Götürür hülyanı gidebildiği cana Çığlığın, akçakavaklar Çığlığın seyelan, külhani Bin yıllık asırlardan mahzun miras Fütursuz, ajitatör, Terme ormanı Umular figanında yeşerir Ronahi, yuvasıdır leylimin Barışın bağını, bahçesini büyütür 82 burç, 82 destan Dayanmış içerden onca yıkıma Şarkın bülbülü şavkır Dicle’yi Şavkın, en karanlık yerimi okşar Türküsü başlar söylenemezlerin Kuyumuz yurt olanda Gözlerinin, gözlerinin nağmesi gelir Uzaktan, en uzaktan Ben sana Diyarbekir Sen bana masum Dersim BOTAN Namusun namlusunda göverdiler Eşit paylaşmanın lezzetine vurgun Onurlu partizanlar Bir ceylansı düşe beraber inandılar Kahpeliğe secde eden engereklerden Zamazingo puştlardan Kaşkaval kümelerin Pazarından, mezarından ırakta Kalemle, sahneyle, sazla, aşkla, silahla Dik durmanın kitabını yazdılar Bilekleri Yılmaz Yürekleri Kaya Vicdanları Arif İdrakleri Sezai Bir ceylansı düşe beraber aldandılar Canlarında azmin ve sabrın fişengi Kana kana içtiler sevgiliyi Sevdayla, düşle, umutla Yeşerdikçe yeşerttiler erliği Susmadılar susarcasına Tetikte şarjörün mahiri Alanlarda kavgasının çakırpençesi Mermisi mavzerinde Çıldırasıya tenha Yiğitler dökülür dağların sırtlarına İşte Ömer, diğeri Che Biri Ali, Castro öteki Kapital imansızın çöktüler gırtlağına Civanmert, cengaver Sıkılmış yumruklarla Özgürlüğün marşlarını dinlettiler Tanklara, füzelere kurşunlarıyla Cesaretin cesaretiydiler İhtilalcilerin bir mezarı bile yok tarihte Onlarsa tarihin haysiyeti Haysiyetin tarihi oldular Bilal YAVUZ |