Sılaya ÖzlemŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Bacım bana gel demiş
Hele bakın ne demiş
Sökün ayı geldı coştu dereler
Cemre düştü ayaz geçti gel gayrı Göz göz oldu şu sinemde yaralar Hasret ömrümüzü biçti gel gayrı Kalemi nur Hele bahar gelsin karlar erisin Sarı çidem bittiğinde gelirim Kayalarda güzel keklik yürüsün Yusufcuklar öttüğünde gelirim Şahini Dönmene mani ne vefasız güzel Hasretin ömrüme döktürür gazel Toparlan hazırlan yolaçık tezel Sivas’ın gülleri açtı gel gayrı Kalemi nur Kızıl ırmak taş köprüde durulsun Allı gelin şu kangaldan sorulsun Bayram gelsin düğün dernek kurulsun Kızlar halay tuttuğunda gelirim Şahini Köprünün altından çok sular geçti Küçükler büyüdü büyükler göçtü Kardelenler soldu nevruzler açtı Ergoğanlar koku saçtı gel gayrı. Kalemi nur Göl pınardan hele doldur demliği Ala dana arpa ister emliği Akşam oldu pişirdin mi yemliği Madımaklar bittiğinde gelirim Şahini Kara saban gitti makina geldi Ağ gelin madımak toplamaz oldu Düvenler çürüdü yaba boş kaldı Evler harap oldu göçtü gel gayrı Kalemi nur Eleyip de buğda unluk tuttun mu Dama bulgur serip üç gün yattın mı Pilav icin çalhamayı ettin mi Keklik eti kattığında gelirim Şahini Tötürge cennetten sanki bir havuz Gezelim seninle olam kılavuz Artık pınarlarda yoktur gelin kız Kızlar oturmayı seçti gel gayrı Kalemi nur Bizim köyde bugün hava iyi mi Çağırdın mı emmim ile dayımı Demledin mi guzüne de çayımı Belki şafak attığında gelirim Şahini Şimdi köyler kalölüfer yakıyor Soba bir köşeden mahsun bakıyor Çamaşırı makınalar yıkıyor Eski düzen geldi geçti gel gayrı Kalemi nur Bağ bostanda kızıl elma oldumu Yeşil erik mor rengini aldımı Arpa buğday firikliğe geldimi Kardaş firik üttüğünde gelirim Şahini Ekini biçiyor biçer döverler Sazlı sözlü güzelleri överler Bizim köyde misafiri severler Çiçekler başında taçtı gel gayrı Kalemi nur Kurumadan şu tecerin ormanı Tez tutasın kaldırasın harmanı Yar gönlüne yazdırasın fermanı Kara tiren gittiğinda gelirim Şahini Şafak vakti kızıl cama vuruyor Camide cemaat safa duryor Gözlerim heryerde seni arıyor Yaza yaza keyfim kaçtı gel gayrı Kalemi nur Gayrı gurbet şu ömrümü yoluyor Feryat figan ile günüm soluyor Ah ettikce göz pınarım doluyor Hasret cana yettiğinde gelirim Şahini Şafak söktü koyun kuzu yürüdü Coban kecesini başa büründü Kuşburnular dal üstünde kurudu Güneş yılanlıyı ölçtü gel gayrı Kalemi nur Bize derler oğuz kenger boyundan İki gardaş çağıralım toyundan Yedi bacı bölüşelim tayından Anam kömbe ettiğinde gelirim Şahini Gönül dilim çile nedir bilirim Gel güzelim mihmandarın olurum Bir ömür seninle hep dost kalırım Yavrular yuvadan uçtu gel gayrı Kalemi nur Hatice şahin Şahiniyem gurbet elde sorulmuş Ak gerdandan yar elinden vurulmuş Anam babam beklemekten yorulmuş Gadam cana battığında gelirim Şahini Hatice Şahin |