5-6 Mayıs Hıdırellez ve Üç Fidan...Sabahın köründe Yataktan fırladığım gibi Sokağa çıkacağımda Anne engeliyle Kalıyorum olduğum yerde... Önce kahvaltı etmeliyim O, doyduğuma karar verene kadar Alelacele bir şeyler atıştırıp Kulağımda annemin tembihleriyle Kapı önünde duran tokyolarımı Geçirip ayağıma Canhıraş atıyorum kendimi sokağa... Koşuyor, koşuyor, koşuyorum Koştukça annemin sesinin hızı Kesiliyor kulaklarımdan Yavaş yavaş azalırken Duymuyorum artık... Acelem var Buluşma yerine gidiyorum Koşuyorum merak içinde Benden önce gelen olmuş mudur diye... Yok, kimse gelmemiş Yine ilk gelen benim Nefes nefeseyim Daha nefesimi düzeltemeden Birer birer geliyor arkadaşlarım... Benim heyecanım kadar Onlarda heyecanlı Konuşmalar, meraklı sorular Bir uğultu halinde sarıyor bizleri Sorulara verilen cevapları Dinleyende yok aslında. Toplanınca bir araya Bırakıyoruz kendimizi Çayır, çimenin, Börtü, böceğin gizemli ortamına... Akşam duymuştuk annemlerden Kırk bir çeşit ot toplayacaktık Elimizde torbalar Bir müddet sonra Gördüğümüz bu otu almış mıydık? Diye önümüze döküyorduk torbayı Aynı ot çıkmazsa zafer bizimdi Topladığımız ot sayısı çoğalmıştı Eğer varsa sonu hüsran Git, gez, dolaş aran aran... Biraz oyun oynamayla Biraz çimenlere uzanıp Bulutlara verdiğimiz şekilleri anlatmakla Acıkınca evden getirdiğimiz yiyecekleri paylaşarak Güle oynaya ettik akşamı Toplayamayanlara da yardım ederek Toplamıştık kırk bir çeşit otu Şimdi eve gitme zamanı... Kırk bir çeşit otla yıkanmak için Yakılmıştı banyo sobası Sular kaynıyordu fokurdaya fokurdaya... Yaşadıklarımızı büyük bir hevesle Anlatırken annemize En güzel elbiselerimizi giyip Yine atmıştık kendimizi sokağa... Hatice teyzenin bahçesi toplanma yeri Işıklandırılmış, masalar sandalyeler düzenle dizili Üstünde annelerimizin hazırladığı İkramlıklar yenilmeye hazır Arka fonda müziğin tınısı ayaklara veriyor ritim ayarı... Ye iç oyna istediğin gibi Kahkahalar bulaşıcı olsa gerek Herkesin yüzünde alıyor yerini... Bense sabırsız, Ben heyecanlı, Ben çok meraklı... Saat tam on ikide Herkes evinin bahçesinde Gül ağacının altına Çizecek dileğini Toplanılan beyaz taşlar cebimizde. O güle ip bağlayacağız İsteklerimizi yazıp Bir kâğıda tam altına gömeceğiz... Yakılan ateşten atlayıp Halaylar çekip, türküler söyleyeceğiz... Sonrası; Sabır demek Beklemek demek Yakılan ateşten Atlamaya sıramın gelmesi gibi Beklemek, beklemek Gerçekleştiğinde hatırlamak için Beklerken unutmak... Sonrası; Yorgunluktan uykumuz gelince Anne ve babamızın yanına gitmek Babamın kucağına çıkıp Başımı göğsüne dayadığımda Konuşulanları duymak... Üç insanın Üç genç yüreğin İdam edildiği Gerçeğiyle yüzleşmek... Çocuk yüreğime çok fazla gelmişti Gülerek başlayan günüm ağlayarak Son buluyordu... O günden beri Her Beş ve altı mayısta Tıpkı şarkıda dediği gibi ‘’Yaprak döker bir yanımız, Bir yanımız bahar bahçe’’ 05-06.05.2020______Seher_yeli Seher Zerrin Ceviz Aktaş |