Kroşeleri yedikçe öğrenirsin sağı solu
Yokuşları görmedin sen evlat
Bizim köyde ne kadar çok yokuş var Kimisine rahattır, batar sefaat Kimisine yavandır, anlamsızdır hayat Kimisine mutluluk diye uzatılan çöpteki ekmek kadar bayat. Sen değil misin evlat ..beni bu kadar çok üzen. İki parçaya ayırır gün geldimi seni kasabın Keskinliğini sormaz elindeki masadın Derler ya! Tekmesi hoş olmaz kahpe atın Bizi sorma oğul.. tökezledik . Aynı yollarda kemençe çalanları göreceksin Dilencinin avucundaki kuruşun aynasında Gittiğin şehirlerde güneşle birlikte söneceksin Öyle ki, Moloz yığınlarının arasında ışıldayan gözün … Heyhat Oysa her adımının ötesinde kabahat Ben gidince duyarsan eğer acı fiğan feryat Kördüğümlerle baş başa kalınca Kaybettiğinlerin değerini anlayacaksın evlat.. Sonunda sivrisinekleri silkeleye silkeleye sende yanaşacaksın usulcana iskeleye Ne tövben işe yarayacak, ne de özürün Kroşeleri yedikçe öğreneçeksin hayatı Sağlı sollu Sende bitireceksin bu zaman tünelinin ucundaki yolu Anlayacaksın hayatın ne demek olduğunu Benim anladığım kadar Senin bilmediğin kadar. |