DÜNYA HALKLARINABen hepinizi aynı sevdim yürümek alabildiğine arada sırada arabalar geçen bir yolda taş atmak bir yüksek tepeye doğru oturup dinlenmek köstebek toprağı üstünde kıçüstü bir lale bir papatya toplamak sabah sabah kırlardan çekip çıkmalı hayatın içinden bazen tıpkı bir eldiveni çıkartır gibi elinde uzaklaşmalı tüm sevdiklerinden bazen kederlenmeli de insan kızmalı bağırıp hırpalamalı pişmanlık duymadan iki köy arasında ki bir pınar olmalı kavga nedenin paylaşılamayan. sonunda acı nefret korku ve bir damla gözyaşı olmalı hiç ayırt etmeden sevmek insanı korkusuzca tuttun mu bir kez kurtarmalısın dost gibi sıcak ve hataya düşmeden kininde olmalı zalimce göreli düşmanını iyi tanımalısın ki darben hafif fakat öldürücü olsun gözlerin değil yüreğin açık olmalı her şeye evet diyebilmeli dilin sevgiden yana ben hepinizi aynı sevdim hiç ayırmadan kuzeyli, güneyli aynı otobüsle geçtik bu yollardan aynı derede su içip ayakalrımızı birbiriyle seviştirdik özgürce.... gözlerim gözlerinle kardeş yüreğim yüreğinle beraber sürekli seviştiğim kadın sensin yağmur yağdımı hep seni hatırlarım yüreğim senin için çarpar ağlamalı sesin hep duyarım tedirgin oluşun ve beni kahreden tutarsızlığın zayıflığın seni ve hepinizi aynı sevdim bütün dünya halklarını yürekliliğinizi sevginizle besleyin ve sağlam basın toprağa sizden ürksün asla umursamaz olmayın duyarlılığın yanında her şeyden ve herkesten hesap sorun kalleşlerlede tanışın hayatı çabuk öğretir dürüstçe olun dostunuza aynı mertlikle karşılayın düşmanınızı sizden utansın ben inanıyorum ki ; hepimiz yürekli insanlarız elele namusluca seveceğiz hayatı. 18 ekim 98 Ankara Dikmen |