Eski bir hikâye!
Eski bir hikâye!
Yıllar..yıllar geçmişti ,karşılaştığımız gün Dilim şaşkın derbeder,sanki vurgun yemişti Mazi bile unutmuş,nerde demişti o dün Gözüm seni bir yerden,ısırıyor demişti Saçları kırlaşmıştı,gözünde gözlük vardı Parmağında eskimiş,altın bir yüzük vardı Üzerinde maviden,uzun bir önlük vardı Belli ki çalışıyor ,ondan böyle giymişti Gülümsemek istedi,yanakları kızardı Her halinden belliydi,hayatından bizardı Şair görse bu hali,nice şiir yazardı Yüzüne geçen yıldan,hasret yeli deymişti Yine veda zamanı,sessizce gidiverdi Parmaklarıyla alttan,hoşçakal deyiverdi Suçlu sensin der gibi,işaret ediverdi Gözlerini sakladı,kafasını eymişti Giderken aldı beni,yıllar düşlere saldı Sen de suçlusun dedim, ama içimde kaldı Rüzgar savurdu bizi,dünden bize ne kaldı Kim bilir nice ahlar,beddualar saymıştı H. Işık. 19/4/2020. Ahmet KARA Aldı beni götürdü, tozan yollar içimde Hasret büyük bugünde, kaldım ateş içinde Bıraktın sen beni de, beyazları saçımda Gözlerin gördü mü yar; beni umut asmıştı. |