Türkülerin gizemli nağmelerinde sevdim seni.
Köroğlu Türkülerindeki kükreyişte…
Yemen ağıtlarında…
“Yemen yolu çukurdandır,
Karavana bakırdandır,
Zengin olan bedel öder,
Askerimiz fakirdendir”
Yüreğimi paralar şu Yemen türküleri,
Deli eder, divane eder beni…
“Mızıka çalıyor, düğün mü sandın,
Al yeşil bayrağı gelin mi sandın,
Yemene gideni gelir mi sandın…
………………………………

Başı pare pare dumanlı dağlarında sevdim seni…
Yazında, kışında, ayazında…
Günlük güneşliğinde,
Aydınlığında, karanlığında…
İyi ve kötü günlerinde…

Yoksulluğumda sevdim seni…
Yarı aç, yarı tok olduğum,
Kahrolup çaresiz kaldığım günlerde…
Ağlayıp küsmedim,
Toprağına taşına…
Belki sitemkar olduğum günler olmuştur,
Dünyanın gidişine, düzenine!
Baş kaldırdığım olmuştur.
Baş koyduğum olmuştur yoluna,
Ama boyun eğmedim
Cellatların giyotinine…

Hapishanelere bedeldir senin sevgin!
Özgürlüksüz yaşamak,
Ölümden de öte…
Hatta ölüme bedel senin sevgin!
Ölüme bedel olmasa,
Ölünür müydü yoluna…
Memleketim…

Eşkıyalar, dağları tutsa da,
Kentleri tutsa da!
Zorbalar prangalar vursa da beyinlere,
Ama yüreklere hükmedemez…

Karanlığın hükmü,
Sabaha kadardır…
Umudum, sevincimdir…
Her sabah,
Ufuktan doğan güneşin aydınlığını görmek,
Seni sevmek,
Yaşama bağlar beni…
Ölüme bedel olmasa,
Göze alınır mıydı yolunda ölmek…
Türkiye’m,
Memleketim…