Gardiyan Deli SanıyorElim kelepçenebilir Kara zindanlarda ve Terkedilmiş olabilirim! Acı veren yaralara Konuş derken taş duvarlara Asla sevmediğim farelere bakarken Akarken zamasızlıkta Ve Mırıldanırken Gülerim olsaydı dediğim paralara… Bilirim ki benim de ömrüm geçer Bu zindanda yaşlılık beni de seçer! Karanlıkta inat görmediğim aynaları Yaşayıp dururmuşum Anladım ki yansıtırmış aynıları… Lakin düşüncelerime kim kilit vurabilir ki Gözümü kapadığımda Sevdiğim yanımda Uzanmış kumlara dalgaların sesini dinliyorum Güneş sımsıcak Krallara layık oturak Hizmet edenler bilmiyor dur durak Ve Bunu mutluluk içinde yaşıyorum Hatta uçuyorum kollarımı açtığımda oluyor kol kanat Sanki bir tablonun içine oturtmuşlar Seyreden diyor ki ressam mükemmel boyamış Görmedim böyle sanat… Ne çalışma derdi var Ne patronun dırdırı yar Ne de ölüm derdi nar Yerçekimimde yaratan Bu yalnızlığımda ediyor avutan Ne düşlersem sonsuz hayatıma oluyor can Kabe’deyim Kuşlarla tavaf yapıyorum Yalızca Allah’a Tapıyorum… Yüküm hafif Sevap kapıyorum! Nisan yağmurları gibi toprağa hayat veriyorum Her yeşerenin özü benim Sonsuzu sarıyor Kainat oluyor tenim… İnsan düşlediği kadar yaşamaz mı Sonuçta… Ruh ne kadar düşlese Başka bir bedende hapsolmaz mı? Bana bakan her göz Bulmaz mı kusur, suçta Bilmeden kalbimde vardır nasıl bir öz… Uyanıyorum mahzende Ellerim hala kelepçeli Gardiyan bana bakıp sırıtıyor Diyor ki Rabbin gelsin kurtarsın seni Mutluyum ya sanıyor deli… Saffet Kuramaz |