Geride Mi/gelecekte mi Zamanseni yazılarıma ekliyorum boş sayfaya yazılan boş şeyler gibi bomboş içim üst sol köşedeki ilgi a kadar kısacık bir gözatması şefin ya da göbekli müdür yardımcısının parafı kadar konu bile değilsin şimdi iyi mi oldu yani bir dolu yılları çalıp sinsiden şu getirdiğin yaştan geriye kalanlara bak artık bir yaşam bir sefillik bir direniş sen sen bazen diyorum da ne kadar berbat etmişsin yaşamı zaman çekebiliyorsan çek artık beni isyankar olmamak ha olası mı hiç öyleyim artık öyleyim yıllar vur hançeri yak canını insanın sürdür acını zaman aşklardan yaşanmışlardan arta kalanlar yıl yıl apardıklarından ya sen öl ya da iki çift söz et zaman de ki nedendir gayrılıklar de ki nedendir ayrılıklar ölmezsin sen bilinir direncimi kırma bari hiç olmazsa sana meydan okuyayım yıllar ya da yılların tekmili zaman tek heyecanı şu odanın orta yerde cirit atar sinekler mutlular düşün be insanını düşün biraz nedir bu hale getirenler delibozuk geçip giden yıllar yılların diğer adı zaman paspal sanki dört bir yan yalan odalar yastıklar lavabo ayna sokaklar kaldırımlar şu kire şu pasa bak umutsuzluk bazı oturur yüreğine insanın ruh halini yaratan sonra yaşatıp paçavra gibi atan zaman azıcıklar toklar yolsuzluklar çoğalır çığlaşırlar bir yanda yoklar bir yanda çalınmış umutlar açlık ve yoksulluklar insanlar sen sürdükçe onlar da çoğalırlar zaman duygular yaşamlaı kırık mumlar kadar kırıklar onlar hâlâ bir ucundan tutunmuşlar kibrit çöpü çakacak kadar karanlığa insan gibi yaşayacak kadar eskimiş bir yaşamdan çalıntı gibi yeni yalanlar yeni alanlar kim ne umar kimbilir kim yeniden ne çıkarlar sağlayacaklar insanlar insancıklar sen mi anlayasın onlar mı seni zaman bela daim var hangi sebeptir ki zorlar ucuz dizilerin ucuz kahramanları kadar sayıklatıp düşlerinden bile hırsızlar bir gözü ağzındaki lokmaya bir gözü parmaklarındaki güce emeğine takılanlar bir yanda ahlaklılar bir yanda ahlaksızlar çok mu zor insan olmak anlamayacak ne var sormak gerek kimin içinsin kime ne yarar sağlarsın söyle be söyle zaman temmuzun biri alazlanır göğün sıcağı Allah Allah şu şiirin haline bak sal kendini sokaklara bir o surata bak bir bu surata bak geç aynanın karşısına bir de kendi suratına bak yaşarken alem dertten ırak kederden ırak bir onlara bir dibimizdeki Irak’a bak analar babalar çocuklar çok mu yakın şu halimizden ya da çok mu uzak hangi fiilin hangi halini çeksem altından karamsarlık çıkacak umutsuzluğa mutsuzluğa bari birazcık pay bırakmak bari kapıyı birazcık aralamak yazmak sonuna kadar yazmak daha çok şeyler var yazacak belki bir görünecek ışık belki bir kararacak bir dilek tutmak meraklara mucip acaba altından ne çıkacak bel ki gecedir günlerin sonu ama yarın yeni bir gün daha doğacak yeniden yeni bir zaman 1 temmuz 2008 Denizli |