hıçkırıksız ağlama teorisi 101(hat101) kavuştu mu yalnızlığımız söyle somun ekmekten bir küçük parça koparır ya çocukluğumuz istisnası yoktur sanırım ya da az ıslık çalarken ağlardık ya da ağlarken de ıslık çalardık bisikletten düşünce de ağlardık babamızın işe gidişine ninemizin köye dönüşüne arkadaşımızın imalı gülüşüne ağlardık şimdi memleketin bir yangın yerine dönüşümüne ağlamaktayız çocukların düşlerinin iğdiş edilişine karalar bağlamaktayız çoklarının bir öfkeye mahkum edilişine öyle ıslık çalmak da olmuyor artık kimseyi umursamadan haykıra haykıra yol ortasında burnunu çeke çeke ağlamak da olmuyor “dur gitme oturup ağlayalım” diyor da şair gitmeyip ağlanacak o yer de bulunmuyor hiç kırıksız bir çocuğun, sınıfta kalan arkadaşıyla ağlaştığı gibi değil bu hıçkırıksız ağlama deneyimi bundan belki okunuyor yüzlerimizden hüznümüz de kıvancımız da öfkemiz de iyi mi Fm |
bir yerde yurtta toprakta şairler ağlıyorsa
canlılık belirtileri ortadan kalkmıştır
yaşam durmuştur
yüreğine sağlık...