KORKUYORUM
Sana olan aşkımı çekinirim diyemem.
Bu halimi sezerek BİLMENDEN korkuyorum. Bir mektup yazarak da teker teker sayamam. Ulu orta her yerde GÜLMENDEN korkuyorum. Şu gönül bahçesinde bin bir çiçek açınca. Kendimizden geçerek aşk şarabı içince. Gözlerimiz nurları birbirine saçarken. Aşkımıza bahane BULMANDAN korkuyoum. Ne güzel geçirmiştik bahar, yaz, güz, kışları. Beraber atlatmıştık akıl almaz işleri. Geçmişten günümüze onca yaşanmışları. İnkar ederek karşı GELMENDEN korkuyorum. Rüyalarımda görüp resmini çizdim ama. Gülistana giderek doyunca gezdim ama. Hayalimde sevdanın sırrını çözdüm ama. Bu aşkın direğini ÇELMENDEN korkuyorum. Gönül bahçene girip gül gibi kokarım da. Geri dönüp bakmadan her şeyi yıkarım da. Gözümü hiç kırpmadan dünyayı yakarım da. Bu aşkımı hafife ALMANDAN korkuyorum. Benliğim benliğini canım diye sevmişken. Gönüller arasında nikahını kıymışken. Bütün prosedürleri tam yoluna koymuşken. Yüreğinden zamansız SİLMENDEN korkuyorum. Mecnun gibi çöllerde gelirdim hep izinden. Yorulmadan geçerdim, engelinden, düzünden. Uğrunda bir kul, köle olurdum en azından. kurduğum hayalleri ÇALMANDAN korkuyorum. Bana değil ellere bir gül gibi açarak. Kalbimi terkedip de başka kalbe göçerek. Bu aşk burada bitti deyip de vaz geçerek. Benim değil de elin OLMANDAN korkuyorum. Bakayım ne diyecek konuşturayım sazı. Kalemim elimdeyken sana yazdım bir yazı. Şiir burda biterken Hasreti’nin son sözü. Benim gözümde sonsuz ÖLMENDEN korkuyorum. |