Güruh
Taşıdığım şey, yokluğun varlığına istinaden bir hayat,
Adımlarım, kusurları götüren bir araç, Yakarışım, her yere kök salan zehirli bir ağaç, Bahar, yağmurlarından pişman, Açan çiçekler, solmaya, dökülmeye düşkün, Etraf kurak, ne bostan var ne gülistan, Taştan kalplere, başlamışken isyan, Ayakların altında çatırdayıp, kırılanlar pişkin, ’Sevmek’ demişken, Boşver! Eziyet, çığlık, çaresizlik zaten artık yetişkin, Binlerce temenni, binlerce iyi niyet, Kıvılcımlar, kırıntılar, cinnet! Milyonlarca çekiç, milyonlarca rüzgâr, fırtına, Ödül, adilmiş gibi; kapalı kutu cennet, Şeytan çullanmışken dünyanın sırtına, Güzelliğin tanımı: ’Ne çıkarsa bahtına’ Bahaneler bir yana, Geçmiş bir leke, Geçmiş, safsata, Fazlaca kördüm, Fazlaca aptal, Fazlaca saftım da, Yaşamak, şahane bir kelime, laftı da, Hangi ömrün, Hangi kısmında, Hangi yılda, Hangi haftada! |
Kalemin susmasın
______________________________________Selamlar