İZANSIZ ANLARA SUSUYORUM
şimdi oturup
Küçükyalı sahilinde uzun , uzun bakmak vardı gözlerine saçlarına dokunmak ellerini sıkı sıkıya tutmak vardı kıyıya vuran dalgalara nefesimizi katıp martıların uçuşmasını seyretmek vardı temiz deniz havasını içime çekip seni yüreğimde saklamak vardı asi olmak vardı prangalara peronlara , garlara hesap sormak yırtarak tüm imkânsızlıkları seni seviyorum diyebilmek vardı küskünüm ayrılığı bir hançer gibi gönlümüze saplayanlara susmamam lazımdı ama susuyorum sensiz , sedasız patavatsız acılara izansız anlara susuyorum |
elbette kabullenmek ve ses etmemek...
ne gam oysa.
her şeye ket vurulur da iç sese kim hükmedebilir ki?
zulüm yüklü bir yeryüzü.
sefil varlıklar iken bizler nasıl da şaşalı mevsimler dileriz.
ve yoksun olmak.
yok olmak.
adı varlık oysa.
yüreğinize sağlık
sonsuz selam ve iyi dileklerimle...