11
Yorum
26
Beğeni
5,0
Puan
893
Okunma
..
hınçlanan mevsim-i toprağın cemre başı
taranır z’amansız
yağmur altı saçak düzlemi oluk gibi
avare gezer maşuk tesellisi
insanlar uykuda
kayıp şehrin siyahı
suyun gözlerine hapsolmuş
göğün üst çığlık öncesi boşalmış kesme bardağı yüreğimi kanatırken
şimşeklerin yalaz feneri sallanır tavan arasında
sarılır boynuma korkular bir’sen gibi yumuşak ve ağlamaklı
hatırlıyorum
dağınık saçların
omzumdan
hasır kuşu kanadı yanağıma değer parmak uçlarınla
hüzün kaplardı odayı
mutluluk özlemi ekerdi maviye
incecik kederle
bırakmamak üzere kimseye
daha sıkı sarılırdı geceye
ve
yastığımıza nakışlı
tığ b’oyalı sözlere
ve dalardık yağmurlu düşlere
şafak yazılı hicrana uyanışı
bile bile..
habersiz’iz
bilimiyoruz
kayıp ruhlarımız im’di
hangi
makber-i şerde..
..
5.0
100% (21)