GELİYORUM
bugün ben iyiyim beni bırakın
ekmek dişliyorum su içiyorum bir daldan bir dala konan kuş gibi önümde upuzun yol var yarına arkamda kırılmış çürümüşüm yok dağıiıp dökülmüş çerim çöpüm yok derin,taze,sıcak iz koyuyorum söz bulut toplayıp yağmur yağmadan tarlayı belleyip ufaltmak gerek hayat iki salkım üzüm vermeden elbebek gülbebek büyütmek gerek kalk kaşı boyala ağıza ruj sür göz içine mil çek de akıl bulsun asma köküm çürü ben bakıyorum illa helal yemelisin der kitab hangi yıkılmış yanmışa bakmışsam; ciğerinden gelen koku haramdır. Yanağına süzülmüş yaş yaş değil timsah gibi yalancıktan ağlayış acıyarak uzattığı el değil yılan görmüş soğukluğun korkusu yarın yarın batakdan çıkıyorum omuz silkeleyip küstüm giderim kim benim bu derdime hamal olsun herkes kendi yükünün altında kör kendine kör bana bir gören olsun kes kes doğra soğan acıtır gözü yığ yığ sakla mal vakit vermez nefse beş iken kalbinde sevinç bir olmuş kapında it ürer felek bağlamış çağıl çağıl su sesi duymuyorum akıl derim herkes bir traş yapar kulak arkasına atar saçını sanarım ki doğdu güneş var çiçek kelebeğin kuşun hürlüğü yeter hiç incitmem su üstünde gazeli böyle bir düş bile kükrer pabuçsuz gömleğin düğmesin koparır fersiz iniltisi kalır taşın altında önüm uçurum lakin korkmuyorum yoğur yoğur yokluğun hamurunu ne lezzet var ekmeğinde aşında ne sanat var gölgesinde tozunda kıymık kıymık et var kan var kara kara virüs var çorbasına katılmış virüs kaynasada su mikrop atmıyor sırttan yanmıyor ateşin sunnisinden ya bu harabeye nerden inip gelmiş soru soru doğurur sormuyorum ilkin akan ırmağa bakmalıyız ne attık bu suya böyle kirlendi herkes kendi canından koparsın parça kendi gözyaşını süzsün elekte pencereyi kırsın kapıyı kırsın hele dağlar kar savursun odalara bir destan yazsın Mehmet sınırlarda köprü kursun sevdalı yürek yüreğe tersini giyinsin İNSAN libasın hızırdan hızlı şimşek geliyorum.. vahap ulukaya..2020 |