Cahil CesaretiŞiirin hikayesini görmek için tıklayın "Şaire şiir yazmak cahil cesaretidir." demiş Tazeoğlu.
Bir cesarettir yazdım. O bunu bilmese de.
Uzun bir gökdelenin tuğlaları arasında mahsur kalmış bir çakıl taşı misali müdehalesizce seyrediyorum yüreğime od düşüren günahları.
Hareket komutu vermeme rağmen beni dinlemeyen ayaklarım, Kaldıramadığım gücü çekilmiş kollarım, Tek bir kelâmı bana çok gören dudaklarım, Kendine belayla ödüllendiren vücudum; Kendine gel artık Yârin dudakları seni çağırıyor kendine İç o dudakları, susuzluğunu dindirircesine Yârin kolları sana açılmış Koş, sığın o limana Eğer bana değilse deme Hangi eğer ’den fayda gördün ki dünden bugüne? Hangi eğer sana mutluluğu bahşetti? Eğerlerin canı cehenneme Bugün de olsun de Dudakları dudaklarım, ruhu ruhumla olsun Yârin adımları sana doğru geliyor Yürü! sevgi oradan geliyor Yârin ettiği son dua sensin Unuttu seni deseler n’olur acep hâli Sevdiğini baş edilmez bir yokluğa terk mi edeceksin? Gözünden akan yaşları sadece izleyecek misin? Silmeyecek misin ıslak gözlerini? Korkma cânânın bilir kıymetini Ey zavallı, iflah olmaz bedenim; Kal artık. Sarıl o eşsiz huzura Sığın ebedî kalkanın ardına Dudaklarınla hapset cenneti Bak nasıl da gülümsedin Hayali bile muhteşem değil mi? Yarınımızın varlığı bu kadar belirsizken Kendini yardan ayrı kılmak, Tanrı’ya şirk, Ademoğlu’na haksızlık değil mi? N’olur çekme artık bu eziyeti. İnsan yârdan değil kendinden çeker derdi Sarıl gücünün yettiği son hadde kadar Zira tüm mânâlar yârin kollarında yatar |