Zamanın Bittiği Yer
Zamanın bittiği yerde amaçsızca dolaşıyorum,
Kuşlarla yolculuk ediyorum bilmediğim diyarlara, Sonra bulutlara "Onu çok özledim"diyorum. Bulutlar denize fısıldıyor, Deniz beni çağırıyor. Beni kendi için değil O’nun için istiyor. Ölümün kucağına atlıyorum, Demiştim diyorum, Ölüm bizi ayırmaz, demiştim. Ölümün ayrılık olmadığı bir yerdeyim, Zamanın bittiği yerde.. Ne zaman özlesem gidiyorum geçmişe, Yol kenarlarındaki Selvi ağaçlarını dinliyorum. Ne zaman ölsem tekrar bebek oluyorum, Babamın yüzündeki tebessümü izliyorum, Annemin yorgun bakışlarında uyuyorum. Sonra bir kuş geliyor yine; Yeni bir yolculuk başlıyor. Bu kez çocuk oluyorum, Zamanın neresindeyim? Bilinmez. Düşüp dizlerimi yaralıyorum. Yan komşunun bahçesinden erik çalıyorum. Uyuyakalmış amcamın üzerini örtüyorum, Annem bana sütlaç yapıyor, Babamla mahalledeki parka gidiyorum, Küçük kardeşimle çiçekler topluyorum. Sonra çiçeklerimi bir kuşa çaldırıyorum. Artık büyüdüm. Ölümün acısını tadıyorum, O’nun ölümünün.. Kuşları çağırıyorum, Mutluyken zaman yok olur diyorlar. "Mutsuzken de biz" diye fısıldıyorlar zihnimde, Kuşların bile terk ettiği birini o niye terk etmesin diyorum. Büyüyorum sonra; "Zaman geçer, acı biter" diyerek büyüyorum. Acı bitmiyor, üstüne bir de katrana bulanıyor. Sonra bir bedenin yolculuğu başlıyor, Kuşların önderliğinde, Usul usul ölüyorum. Zamanın bittiği yerde... |
Zaman kıyamete kadar akar, akar.
Bir ırmak, bir şelale misali
Aramıza hoş geldiniz