(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
1. şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Kanun Namına... Efendim; Zamanın birinde, "Tosun Dayı" namında bir zat varmış. Bu zat, her daim odunculuk yaparak geçimini idame ettirirmiş. Günlük ekmek parası da zor çıkarmış adamcağızın. Bu sebeple, eski papucunu bir türlü değiştiremezmiş garibim... Her yırtıldığında yama vurur, yoluna devam edermiş. Bu yama işi mütemadiyen süregeldiğinden, yama üstüne yama yapılmasına istinaden, her bir pabucun uzunluğu yaklaşık yarım arşını geçmiş. Pabuçlar, Tosun Dayı'dan daha meşhur oluvermiş! Tosun Dayı'nın pabuçları, dillere destan olmuş. Büyük-küçük herkes tanıyormuş artık bu yamalı pabuçları... ..... Gel zaman, git zaman; Tosun dayının eline epey bir para geçmiş. İlk iş olarak da, pabuçları değiştirmeyi seçmiş. Şöyle gıcır mı gıcır bir ayakkabı almış kendine. Eski yamalı emektarları da sokağa atmış. Sokakta oynayan çocuklar, pabuçları alıp, Tosun Dayı'nın kapısını çalmışlar. "Tosun Dayı, buyur pabuçların!" Dayı, pabuçları almış. Bu defa, birkaç sokak ötede bir çöp bidonuna atmış.. Yaklaşık bir gün sonra, tekrar kapı çalınmaz mı? Yine çocuklar; ellerinde de pabuçlar: "Tosun Dayı; pabuçların!" ......... Bu böyle aylarca sürmüş. Nereye atsa, ne yapsa yamalı pabuçlardan kurtulamamış. Pabuçları götürüp ormanın en ücra bir köşesine gömmüş. "Oh be!" demiş; "Nihayet kurtuldum!" Neyse... Birkaç ay sonra, bir avcı, pabuçlara rastlamış ormanda. "Bu Tosun Dayı'nın pabuçları" deyip, Tosun dayının evinin yolunu tutmuş. "Tosun Dayı, pabuçlarına sahip ol, bak ormanın bilmem neresinde bulduk!" Tosun Dayı, bakmış ki, olacak gibi değil, en iyisi bu pabuçları yakmak! Yakmış da... Bu kez de Kanun'un klavyesinin hışmına uğramış. Kanun bu hadiseyi, Durdu Şahin Üstadın şiirine yorum olarak yazınca, Pabuçların şöhreti katlanarak artmış. Hikaye de burada sona ermiş. ..... Üstad, şiiriniz gerçekten güzeldi. Bu vesileyle tüm din kardeşllerimizin mübarek Regaip Kandilini tebrik ediyorum
Kanun Namına... Efendim; Zamanın birinde, "Tosun Dayı" namında bir zat varmış. Bu zat, her daim odunculuk yaparak geçimini idame ettirirmiş. Günlük ekmek parası da zor çıkarmış adamcağızın. Bu sebeple, eski papucunu bir türlü değiştiremezmiş garibim... Her yırtıldığında yama vurur, yoluna devam edermiş. Bu yama işi mütemadiyen süregeldiğinden, yama üstüne yama yapılmasına istinaden, her bir pabucun uzunluğu yaklaşık yarım arşını geçmiş. Pabuçlar, Tosun Dayı'dan daha meşhur oluvermiş! Tosun Dayı'nın pabuçları, dillere destan olmuş. Büyük-küçük herkes tanıyormuş artık bu yamalı pabuçları... ..... Gel zaman, git zaman; Tosun dayının eline epey bir para geçmiş. İlk iş olarak da, pabuçları değiştirmeyi seçmiş. Şöyle gıcır mı gıcır bir ayakkabı almış kendine. Eski yamalı emektarları da sokağa atmış. Sokakta oynayan çocuklar, pabuçları alıp, Tosun Dayı'nın kapısını çalmışlar. "Tosun Dayı, buyur pabuçların!" Dayı, pabuçları almış. Bu defa, birkaç sokak ötede bir çöp bidonuna atmış.. Yaklaşık bir gün sonra, tekrar kapı çalınmaz mı? Yine çocuklar; ellerinde de pabuçlar: "Tosun Dayı; pabuçların!" ......... Bu böyle aylarca sürmüş. Nereye atsa, ne yapsa yamalı pabuçlardan kurtulamamış. Pabuçları götürüp ormanın en ücra bir köşesine gömmüş. "Oh be!" demiş; "Nihayet kurtuldum!" Neyse... Birkaç ay sonra, bir avcı, pabuçlara rastlamış ormanda. "Bu Tosun Dayı'nın pabuçları" deyip, Tosun dayının evinin yolunu tutmuş. "Tosun Dayı, pabuçlarına sahip ol, bak ormanın bilmem neresinde bulduk!" Tosun Dayı, bakmış ki, olacak gibi değil, en iyisi bu pabuçları yakmak! Yakmış da... Bu kez de Kanun'un klavyesinin hışmına uğramış. Kanun bu hadiseyi, Durdu Şahin Üstadın şiirine yorum olarak yazınca, Pabuçların şöhreti katlanarak artmış. Hikaye de burada sona ermiş. ..... Üstad, şiiriniz gerçekten güzeldi. Bu vesileyle tüm din kardeşllerimizin mübarek Regaip Kandilini tebrik ediyorum
Kanun Namına... Efendim; Zamanın birinde, "Tosun Dayı" namında bir zat varmış. Bu zat, her daim odunculuk yaparak geçimini idame ettirirmiş. Günlük ekmek parası da zor çıkarmış adamcağızın. Bu sebeple, eski papucunu bir türlü değiştiremezmiş garibim... Her yırtıldığında yama vurur, yoluna devam edermiş. Bu yama işi mütemadiyen süregeldiğinden, yama üstüne yama yapılmasına istinaden, her bir pabucun uzunluğu yaklaşık yarım arşını geçmiş. Pabuçlar, Tosun Dayı'dan daha meşhur oluvermiş! Tosun Dayı'nın pabuçları, dillere destan olmuş. Büyük-küçük herkes tanıyormuş artık bu yamalı pabuçları... ..... Gel zaman, git zaman; Tosun dayının eline epey bir para geçmiş. İlk iş olarak da, pabuçları değiştirmeyi seçmiş. Şöyle gıcır mı gıcır bir ayakkabı almış kendine. Eski yamalı emektarları da sokağa atmış. Sokakta oynayan çocuklar, pabuçları alıp, Tosun Dayı'nın kapısını çalmışlar. "Tosun Dayı, buyur pabuçların!" Dayı, pabuçları almış. Bu defa, birkaç sokak ötede bir çöp bidonuna atmış.. Yaklaşık bir gün sonra, tekrar kapı çalınmaz mı? Yine çocuklar; ellerinde de pabuçlar: "Tosun Dayı; pabuçların!" ......... Bu böyle aylarca sürmüş. Nereye atsa, ne yapsa yamalı pabuçlardan kurtulamamış. Pabuçları götürüp ormanın en ücra bir köşesine gömmüş. "Oh be!" demiş; "Nihayet kurtuldum!" Neyse... Birkaç ay sonra, bir avcı, pabuçlara rastlamış ormanda. "Bu Tosun Dayı'nın pabuçları" deyip, Tosun dayının evinin yolunu tutmuş. "Tosun Dayı, pabuçlarına sahip ol, bak ormanın bilmem neresinde bulduk!" Tosun Dayı, bakmış ki, olacak gibi değil, en iyisi bu pabuçları yakmak! Yakmış da... Bu kez de Kanun'un klavyesinin hışmına uğramış. Kanun bu hadiseyi, Durdu Şahin Üstadın şiirine yorum olarak yazınca, Pabuçların şöhreti katlanarak artmış. Hikaye de burada sona ermiş. ..... Üstad, şiiriniz gerçekten güzeldi. Bu vesileyle tüm din kardeşllerimizin mübarek Regaip Kandilini tebrik ediyorum
Şiirimi ve yanında gönül okuntusu olarak sunduğum şiiri , güzelse okuyunuz, bir tebriğinizi olsun esirgemeyiniz... Güzel değilse ve eleştirilecek tarafları varsa, güzel güzel, çiçek gibi, bir Kır Çiçeği'ne yakışır bir tarzda eleştiriniz... Eleştiri kabiliyetinden yoksunsanız susunuz, yahut sitemizde başka onlarca şiir var, oralara yönelip zamanınızı daha güzel bir şekilde değerlendiriniz. Sizi zorla sayfamıza getiren yok...
Bir Kır Çiçeği'ne yakışmayacak ifadelerle bizleri kır çiçeklerinden de soğutmayınız lütfen...
Ya da isminizi değiştirin, ne bileyim deve dikeni falan deyin mesela...
Sahi Ozan Erbabî ustadan niye gıcık kaptın ki ?
Gayet güzel bir şiir, tıpkı hakiki bir kır çiçeği gibi...
Bir de siz ilkokulu falan okudunuz mu? Merak ediyorum.
Ne nokta, ne virgül, ne iki nokta, ne paragraf var yazınızda.
Önceyi Türkçeyi, sonra bir Kır Çiçeğine yakışır tarzda konuşmayı öğrenin lütfen...
Haydi bakalım şimdi işinize...
Sizinle, sizin gibilerle uğraşacak vaktimiz yok bizim.
Cavvvvvvvvvvvvvvvvvvvvvvvvvvvvvvvvv
durdu şahin tarafından 7/3/2008 5:14:05 PM zamanında düzenlenmiştir.
durdu şahin tarafından 7/3/2008 5:21:24 PM zamanında düzenlenmiştir.
Nedir bu ya baskalarının siirlerini sadece kendi sayfanıza değil tüm yorumlarla kalabalık etmesini sağlıyorsunuz nedir yani siz sairlerin siir hayatlarında diken olmak icin mi varsınız... cekin siirlerden gölgenizi ya nereye baksam aynı siir reklam ajansına döndürdünüz siteyi AHMEOZTURK sen de yalandan tebrik etme be insanların siir anlayısı büyük kardeş bu kadar basit olmadığı icin kimse kaile almıyor benimde düşmezdi yolum canım sıkıldı heryerde OZAN ERBABİ'yi görmekten...
hocam ya nasıl olurda bu dizeleri okumazlar şaşırdım açıkcası. ne güzel bir eser var burada. galiba şiir anlayışı farklı insanlarımızın. emeğine sağlık
saygılar sunarım.