ACININ KOKUSU
Kılıçlarını, bıçaklarını hazırla,
Kurşuna ihtiyacın olmayacak. Uzaktan can yakmak bizi kesmez Birebir, göz göze olmalı, Acının kokusunu almalıyız. Kurşunlar duymamızı sağlar, Bu da bize yetmez. Gözlerine bakıp kalbine sapladığımda Göz yaşların ile onu yerinden çıkarttığımda İşte ancak o zaman alırım, Bana yaptığının tadını. Kadehlere doldurup içerim kanını... Bu savaşın büyüsü var, İkinci kez bıçak aynı kalbi kesmez. Bilmediğini bildiğimdendi bu davet, Bildiklerimi bilmediğindendi, Hataların, ölümüm, git deyişim, Şimdi diyeceksin, nerede adalet? Sen “ben biliyorum” şarkını söyle, Evet evet, sen her şeyi bilirsin.... Ben de içimden sinsice güleyim, Arkanda dişlerimi bileyeyim, Hala kana doymuş değilim, Her şey bir anda olup bitmesin isterim Uzun uzun, acı acı olmalı ki, Özgürlüğüm ile bu zevki birleştireyim, Yoksa yaşadığımı nereden bileyim Amaçsız, araçsız, savaşsız Tadı mı çıkar hayatın?... Bir yerlerde bir zamanlar hedef sandılar Ava giden avlandı... Yine gülüyorum Ay ışığında parıldayan kılıcıma bakıp, Kırmızı seni düşünüyorum... Aşkın böylesi diyecek birileri Duyar gibiyim düşünceleri Aşk mı dersiniz? Bu savaş hep vardı. Bir zamanlar birileri hazırlıksız yakalandı Şimdi yokmuş gibi davranıp, Düşmanı hazırlıksız yakaladı... |