Yurdun Hortlakları
SöyleTen başkadır Hocam, bakma sen söyleYene!.. (Mehmed Akif Ersoy)
işte hendek işte deve dediler atlayanı bırak atlatana bak fare festivali yapar kediler kutlayanı bırak kutlatana bak fevrimiz cevrimiz döndü şaşmakdan deccal hava atar dağı aşmakdan yağız atlar telef oldu koşmakdan çatlayanı bırak çatlatana bak çakma derviş zikri eder zikirdek zevzek zevzek güler kih kih kikirdek ağızlarda lağım gibi çekirdek çıtlayanı bırak çıtlatana bak dilden çıkan zehir gibi mermiye faize repoya kura permiye kirli servetini ona yirmiye katlayanı bırak katlatana bak gönlümüzde kaldı elem demeti es geçtiler ezan ile kameti Yaradan’ın arzı her tür nimeti kıtlayanı bırak kıtlatana bak kulaklar mazlumun derdine sağır deste deste zulüm kayadan ağır çiçek bahçesinde yüzlerce sığır otlayanı bırak otlatana bak çoğumuzun yanmaz mumu lambası kurudu köyümün nurlu membası sinemize indi kâfir bombası patlayanı bırak patlatana bak pislik götürüyor şehri caddeyi karşı çıkan alır bulur şeddeyi hidayet yerine malı maddeyi putlayanı bırak putlatana bak yeşilimsi pozda saman sap gibi selamlar hakaret yüzler şap gibi fukarayı hedef gibi top gibi şutlayanı bırak şutlatana bak böyle gördük yurdun hortlaklarını cazgır seslerini cırtlaklarını Aydınım, doymayan gırtlaklarını butlayanı bırak butlatana bak... 29 Ocak 2020, Aydın Bayrakdar |