DÜŞÜNEREK KAYBOLUYORUZ
Yalnızlık bu,muhteşem bir şey
Aşktan da öte Kadehleri kaldırıyorsun mesela, Birçok kişiyle değil, Kadehleri sen kaldırıyorsun Karşında yine sen varsın Sağında sen Ve solunda yine sen. Yalnızlık bu birçok şeyi götürür önce yüreğini dalgalara karşı, durmadan yelken açtırarak. Sonra gözlerini, Gözlerin; Yer çekimi burada kuvvetsizdir Alt kirpikler salıverir kendini Rüzgar tenhalı tenhalı bir ıslık çalar Çalılardan, koyaklardan, ıssız vadilerden gelirde gözlerinden süzülür. Ve rüzgar burada durur. Her kim olsa gözlerini kaybeder Bir kum fırtınası adeta . Yalnızlık bu anlatmayın kimseye Ben anlattım pişman olacağım Ama kime karşı; Karşımda yine ben, Sağımda ben, solumda ben. Pişmanlık kime karşıdır bilinmez Kaldıralım kadehleri Ben yine bana karşı Önüm sağım solum Hepsi küstah hepsi yalancı Ben bana karşı Çünkü bu en büyük kavga Bunu bir tek ben bilirim Ama ben yenemem Peşimden gelir ara sıra döver beni Ama sever de beni Yalnızlık bu anlatılmaz bir şey Siz de anlatmayın Sonra pişman oluyorsunuz Vücudunuz da hiç bir morluk bırakmadan Hiçbir yeriniz şişmeden Kendi kendinizi dövüyorsunuz Kalbiniz de, yaşadıklarınız dan mı Gözle gördüklerinizden mi bilinmez Sizi en büyük siz döversiniz Ama; 2. yüzünüzü kullanarak Alçakça biraz Ve yahut küstahça Hep bir gülümseme var Yani sizi en çok siz döversiniz Yani yaprak daldan düşünce Böyle çarpa çarpa sarhoş olur Ne Yaprak dalın kıymetini bilir Nede dal yaprağın kıymetini bilir. Yalnızlık bu işte Biri birini götürür Anlamsızca bir şey oldu Zaten yaşamak ta böyle bir şey değil miydi. Ne dünler gelir, Nede yarınlar şimdi gibi olur. Adı, yaşamak dünyası. Bir gün herkes kaybolur… |