duvardaki mor lekeler
doldurup
bir valize tüm yaşanmışlıkları gitmek var bir öğle vakti yahut bir akşam üstü kavgasız gürültüsüz... beylik bir sözün yara açtığı anda tutundular şu mor lekeler duvardaki ve kızıla çalanlar yüreğimdeki başka bir yüzün vardı bir zamanlar nasıl da çürüyor her şey yapraksız bir dalda asılı kalmış bir meyve gibi nasıl da boşalıyor sözcüklerin içi dışı... eskiyor azizim söz eskiyor yazıldığı yerde durup iki hece üç kelime okumuyor kimse rüzgar eskiyor yaprağı dökülmüş dallarda perdesi dışarıya savrulmuş pencerelerde. başka türlüsü varmış anlatılanların yabancısıymış herkes kendi masalının. kendi sözünün duvardaki mor lekeler ve yüreğimde kızıla çalanlar susuyorlar saatler günler haftalar aylar boyu doldurup bir valize tüm yaşanmışlıkları gitmek var bir öğle vakti yahut bir akşam üstü kavgasız gürültüsüz... 29/12/2019 ödemiş |
Vecebe mısra-i Berceste