Yitik
Sıcaklığı
İnce bir ahenkle sıyrılırken beyaz omuzlarından Sunulan Yitik ateşin tükenmeyen valsi mi Aşk mı bu Kıvrılırken mevsimlerin bin bir rengine Ve suya sığınan Gözlerinde bütün yıldızların izini sürsen ne değişir Akla gelmeyen bir renk üşür de bedeninde Ellerini saydam kılar Tamtamlar geceye mi sığınır Yanmayan bir benim gözlerim Çalmayan yürek Aşkı ben öldürdüm Evrensel güzelliğiyle o tekil sürüngen ayaklarına sarılır Öyle mi Eski bir rengi yakalasam koşarken Veya çınlamayan sesi Çizgilerim yok olur Ağır bir rüzgar gülümsese derin yatağından tiz tepelere Güneş küser Kan mı sıçrar aydınlık denilen şafağın gölgesine Bir sen sürdün dilini Bir de ben inatla debelenen et parçasına Dimağına kan bulaşsa şarabın Rengi mi değişir..ky |