Emma
Mc Carthy
sokağında kıstırılmış siren sesleri yok artık slogan ve afişlerde fundamentalist fırça hakim karnı gebeş vampir azısında kan grubu fark etmez umursamaz da taze kana ihtiyaç var yazar emniyeti açık namlu ucunda tek slogan taşır tır, tır çanta, çanta kazanan kazandık sanır şeytani göz piramidin alnında sevda da böyle biraz nerde çiçek çocukları z’ye dayandı bile hayta mekanik ve sanal yürüyor ceplerde ölüyor sevda sonra bir başkası ve biri daha sonra Gauss cikleti gibi uzayıp gidiyor oysa Zambo çiğnerdi bizim kızlar hula hoplu, seksekli oyunlarda halbuki şimdi s’expartner adım atacak mı kaygısı hakim gönül yorgunu açılımlarda bense yurtsuz john gibiyim hayat lokantasında menüye bakmadan garsona çek bir Magna Carta diyorum nohut oda olsun Emma nerdeyse gelir |
Ütopyam Kadınım
Legal bir şarkıyı
İllegal söylemek gibiydi senin adın
Anneme anlatıp
Babamdan sakındığım
Benlik tarihimi zapteden tek kadın
Öğrense kesin bağırırdı
Ve ben ona diyemezdim
Bana bağırma baba
Bağırma bana
Kaçırırsın içimdeki kuşları
Bir gönlüm vardı adresini unuttuğum
İçi dışı örümcek yuvası
Sonra sen kaplamıştı her yerini
Sen
Rötuşsüz karanlığımın uçuk tozpembesi
Ferah ferah esen rüzgardın tüm kuraklığımda
Bir kuyrukluyıldız üstünde
Adem ve Havva gibi kimsesiz yaşar
Fersah fersah yol alırdık
Çırılçıplak namahrem rüyalarda
Zamanı eritirdik öylece yerli yersiz
Yıldızlar görse kıskanır
Güneş görse küserdi
Sığınmasaydık ayın karanlık tarafına
Hiç adımızla seslenmezdik
Ben sana ütopyam diyordum
Sen bana sadece bakıyordun
Ve ben anlıyorumdum ki beni çağırıyordun
Zaten özlemeyi hiç bilmezdik
Atom kadar uzak
Doz aşımı kadar yakın
Unuturduk herşeyi öyle ansızın
Aziz bir sarhoş gibi
Doldurup kadehlere şavkı
Kadim birer ayyaş olurduk
Her gece ateş yakar
Yıldızlara bakardık
Ben gitar çalmayı beceremezdim de
Dizime vurup ritim tutardım ellerimle
Sen tek başına söylerdin rapsodilerini
Ben ve gezegenler dinlerdik hani
Bazen sadece dans ederdin
Helenistik çağdan kalma kıvraklığınla
Saatlerce sürerdi
Yorulup kucağıma düşene kadar
Ben ve ateşin kızılı seyrederdik de
Sabırsızlıkla beklerdim kucağıma düşmeni
Hani o zamanlar
Karbon kağıdına işlenmiş anılar yaşıyordu herkes
Biz mi kördük
Zaman mı keşmekeş dert etmezdik
Hatırlar mısın
Herşeyin boş olduğu günleri fethetmiştik hani
Boştu bize hırs kibir itibar ihtisas
Bir barış derdik
Bir sevgi
Çokça da ihtiras
Kendi komün dünyamızda
Kendi kolonimizin çingeneleriydik
Umrumuzda değildi
Etimiloji
Antropoloji
Teoloji
Ve radyoloji falan
Herşeyin güzel olduğu günleri keşfetmiştik
Herşeyin iyilik
Herkesin iyi olduğunu zannetmiştik
Her koyun kendi bacağından asılır bilirdik
Tarihi umursamaz
Takmazdık kafamıza öyle
Liberalizm
Kapitalizm
Komünizm
Faşizm falan
Zaman aktı unuttu bizi umursamazlıklar
Kuşlar tekrar tekrar göçtü gölgemiz üstünden
Yağmurlar yağdı palazlandı abonozlar
Defalarca çığ altında kaldı dağlar
Dadandı kapımıza
Başka dünyalarda yaşanan hayatlar
Bilemedik başka hayatların bizi beklediğini
Göremedik kafamıza takmadıklarımıza boyun eğecegimizi
Paslı hurafeler kadar uzak şimdi varlığın
Üç vakit mi desem
Üç arşın mı
Üç köpek yılı mı
Annem öldü sen gittikten sonra
Seni anlatacak kelimler daha da uzak
Ve ben hala
Sakınıyorum seni babamdan
Ha bağırdı ha bağıracak
Sen de benim gibisindir belki de
Başkalarının kurduğu gezegeninde
Anılarından muzdarip
Havsalası batık gemiler mezarlığı bir ayyaş
Mürekkep yaptığı gözyaşlarını kalemine doldurup
Geçmiş günlere şiir düzen
Esrik bir meczup
15/09/2019
Uğur / Erkan Cem Arslan