Dünaydın
Henüz kuşlar uyanmamış, tan yeri ağarırken
uzun yol şoförü yorgunluğuyla çıksam karşına Boğazlı kazağımdan anlasa kuzeyden geldiğimi güneyde ilk açan çiçeği andıran gözlerin… Sana "Merhaba" derken fırındaki sabah ekmeğinin buharı çıksa dudaklarımdan Sarılırken sımsıkı yüzyıllık özlemle Aymasa gün… Zaman dursa… Yarın olmasa… Dünaydın’ım… Bütün ayrılıkların hasretini topladım sana Hafta sonu okul çıkışı heyecanı var İçimde. Bir babanın evladına, maaşında bisiklet alabilmeye gücü yetecek biçimde… Sen beni sevince veresiye defterini yırtıp atıyor tüm bakkallar “Yine gel” diye uğurluyor mahallenin kasabı. Camlarına top gelse de, bozulmuyor huysuz emeklilerin asabı…Bedavaya dikiyor teraziler, bozuk paralarını paçalarından düşüren çocukların ceplerini... Gençlik desen, mezun olurlarken değil Üniversiteye başladıkları ilk gün fırlatıyorlar gökyüzüne keplerini…. Atıyor ellerindeki tespihleri köşe başlarında bekleyen ağır abiler Sevdiklerine güller alıp, şiirler yazıyor… Ağaçkakanlar ağaçlara sevgililerinin baş harfini kazıyor…. Henüz kuşlar uyanmamış, tan yeri ağarırken rüyalarından alacaklı, kabusları aşkına sebep uzun yol şoförünün uykusuzluğuyla çıksam karşına... Eskimiş, el örgüsü kalın hırkamın yorgunluğundan anlasa, değerimi bilmeyen gözlerin…. Kimin koynundayken dile gelir, iltifat dolu sözlerin? Kimseler bilmez... Her şeye rağmen Ben hala seni özlerim! |