A(Ç)ŞK/B/İLAÇ
Ben bir kozalaktım
içimde ki mavi kelebeğe sürekli hasret ve ipekten sevdalar ören, her düşünün sonunda hayal kırıklığıyla yeni yeni ölümler yani kendi içime kendi ömrüme zûlümler düren.. Her defasında yalnız kendini tüketen.. Varoluşa "ahde vefa"ydı kuruyasıca huyum du bu hep tuttum kendi içimde ki pusulasız ve pusatsız şeffaf va mavi kanatsız bir kelebeğin keremine a(ç)şk/b/ilaç oldum.. Aç bir kelebekti bu ama; gitti, korunağına "gözlerini somut"a mutluluğuna değil de, kendisini ve çıkmamış kör/pe kanatlarını yakacak, sonsuzluğa bile sığmayacak o bir aylık ölümsüzlüğe eşdeğer reng/ahenk ömrünü hiç yaşamamış kılacak imkânsız "bir hâyâl" ışığa aşık oldu.. Oysa kendisi şahsına münhasır "ebruli ve parlak tatlı bir yasemen" di. Şimdi özüne ve yörüngesine yabancı kendi köklerinde keskin acı bir damla can suyuna hasret o ona hasret ben ona hasret ahhhh gönlüm ah bulamadın ki bir çare iyisi mi; "O"nu iki nüsha bir çiçek gibi resmedip çivileyip as hem akıl hem de gözlerimde ki flu boşluğa geçer mi ki böyle bu ömür? Bu sitemim yarım yamalak yaşamın karın tokluğuna değil, a(ç)şk/b/ilaç "sen" yokluğuna... 06/07:Aralık:2019 |