DAR EV (+18)
içlerinden kaçarken
tutuşup yandığım çoğullarından arınarak sessizce tekilleştiğim.. sirenleri yoksunluğun uygun adım meczub yeni diyarlar bulur ortasında kaybolup.. en durgun anında bir ses sanki gelir her yönden düşe yakın ısıl korkusu çare ararken senden.. bir nefes alevi içinde kayarak ruhunu eritip hızlıca damlardı düşünde tüm okları üzerine çevirip.. bu aldığın en büyük darbe sahi hissederek yenilgini zehir konulmuş bir fincan kahve ölüm anlarının mağlup tedirgini belki bu son anlarımız hadi düşünme uzat ellerini eğilsin gururun sargınız söyle en güzel sözlerini.. ay gibi parlarken güzel yüzün avuçlarımda kumral saçların dağılsın artık her bir hüzün omuzlarıma dokunsun kolların sömür tüm nefretini hayatından göğsümde damağına şefkat kıllarım birleşsin muhabbetle her bir ayrışan parmaklarında dirilsin sakallarım hafifçe okşa ruhumu gözlerime istekle bakarak damlasın terinin sonları yorgun belinden arınarak.. al içine her ne kadarsa yerin tutkun sözlerimi arzulayarak dirilerek gerilsin damarların dişlerimin arasında memelerin sal saçlarını usulca sırtına yüksel o pespembe bulutlara tut ve sonsuza dek bırakma esenlikle genişlesin dar evin... |