İÇİMDEKİ MAĞLUP
Artık kenarda oturup fırtınanın dinmesini beklemeyeceğim.
Yaşadığım bütün keder ve üzüntünün kökeni; varsayımlar yapmam ve her şeyi üzerime alınmam. Halbuki, mutluluğumdan sadece ben sorumluyum. O kadar yoğun bir acıdan geçiyorum ki, sorunları başından ele alıp çözmeye hazır, daha güçlü bir kişi olarak yüzeye varacak gücü bulamıyorum kendimde. ♥ ♥ ♥ Aslında, acının içimdeki gücünü kaybetmesini diliyorum... Yalnızlığımla kalmak kolay değil… Her sabah uyandığımda kendimi “Bu da geçer ya hu” diyerek telkin ediyorum. Bakıyorum sonra, sözde olumsuz yönlerimden kurtulmaya çalışmanın bir faydası yok. ♥ ♥ ♥ Rumi der ki “Her sabah yeni birisi gelir. Bir sevinç, bir bunalım, bir zalimlik… Hepsini kabul eyle!" Geri adımları kabullenmeliyim, Yitirdiklerimi, Asla geri gelmeyeceğini, Kötü suçluluklardan kurtulmalıyım. Sessizlikten keyif alıp, varoluşumun derinlikleri arasında daima görmezden geldiğim boşlukla ve yüzeyde kendi gerçekliğime göre gerçek olmayanla yüzleşip, olup bitenleri kabul etmeliyim. ♥ ♥ ♥ Hayat boktan! Bunca yalnızlıkta anladım ki; Mutlu ve huzurlu olmak haklı olmaktan çok daha önemliymiş. Ama yarın yeni bir gün, bomboş bir sayfa var önümde. Ve bu sayfada bir gün, hatta bir ömür önceki hatalarımın önemi yok. Geçmişimin geleceğimi belirlemek zorunda olmadığını, bu yüzden de geçmişe takılıp onu didiklemenin bir anlamı olmayacağını anladım. ♥ ♥ ♥ Ne olduğumu ne yaptığımdan ayırt edebilirsem, kendimi daha kolay affedebilir ve bir hatadan sonra, kaldığım yerden daha kolay devam edebilirim. Umut, yeniden hissedebileceğine, hatta sevebileceğine ve gülebileceğine inanmaktır! Şimdi, yetersizliklerimi inkâr etmektense, oldukları gibi kabul ediyorum. İçimdeki mağlupla yüzleşiyorum bir nevi... Efe Bozkurt |
Boş yere üstüme alınmışım..
Üstüm başım O vesselam !