Gece tren istasyonunda
Dışarıda eksi iki
Kirpiklerim donuyor Bir tren istasyonunda Siyah paltom üzerimde Eskilerden kalma Tahtadan bir valiz elimde Oturuyorum istasyondaki bankta Gece on ikiye yaklaşıyor Bazen tane tane yağan kar Hafif fırtınaya dönüşüyordu Beyaza boyanıyor Kömür gibi siyah saçlarım Üşüdüğüm için arada oturduğum bankta Kalkıp volta atıyordum İstasyonun bir başında diğer başına Tren istasyonun şefinin odası Takıldı gözüme odun sobası yanıyordu içeride Buhar tutmuş sıcağın etkisiyle camları Arada dışarı bakıyordu Camdaki buharı eliyle silerek Masasında yeni demlenmiş Bir demlik çay bir de bardağı vardı Raylar uzayıp gidiyordu Yakınımdaki raylar biraz paslı Diğer bölümüne ise Soğuk beyazın örtüsü örtülmüş Yıldızlara perde çekmiş Koyu kül rengi bulutlar Derken gelen trenin düdüğü çaldı Az biraz ötemde Rayların sesi değişiyordu Yaklaştı istasyona tahta valizimi Aldım elime üşüyen ayak parmaklarımla Vagonuma ilerliyorum ağır adımlarla Valimizi koltuğumun üstündeki Rafa yerleştirdim oturdum koltuğuma Soğukta üşüyen ellerimi ovuşturuyordum birbiriyle Tren istasyonun şefi hareket işareti verdi Makiniste kulağıma geliyordu sesi Camdan dışarı bakıyordum Uzaklaşıyordum veda ederek Beni hep dünlere götüren Evimdeki odamdaki gözle gördüğüm Nesne niteliğinde ne varsa Bir türlü yüreğimden silemeyeceklerimle. |
Yakınımdaki raylar biraz paslı
Diğer bölümüne ise
Soğuk beyazın örtüsü örtülmüş
Yıldızlara perde çekmiş
Koyu kül rengi bulutlar
Derken gelen trenin düdüğü çaldı
Az biraz ötemde
Rayların sesi değişiyordu
Vedalar zordur edene de edilene de.Yüreğine sağlık kardeşim saygılarımla...