mor yığınlar
daha mı iyi olsun her şey?
yoksa yalnız istediğin gibi mi? el ele tutuşup kaybolmak ne güzel hayaline varsayım kabuller çare değil zevkli böylesi seninle ya hiç buluşmazsa ruhlarımız? tedirgin ediyor bazen imkansız kimliğimiz öylece kalsak diyorum tutularak yıldızlara dudaklarımdan öp yavaşça kilitlenelim sabaha batmasın sakallarım güneşin göğsümde titreyerek içine damlayan içli göz yaşları belki ağlarsın diye omzumda açık ve geçmez yara aktarırken boşluğuna yazdığım içten satırları.. emerken dilinden hayata dair her sözü boynunda düş izlerim kapatır ya soluğunu vedalaşırken o perşembe mor yığınlarından olmayan sınırlarını süzerken geçmişimden.. sürtünerek çıkan alevleri söndürürdüm evinde kıpırdama sakın çök dizlerime kaldır avuçlarını bekletme bu dua arşa yakın kıvılcımların atlar bacaklarıma öylesi sıcaksın dolsun taşsın sevgimizi bağışlasın o şarkının hazzıyla bu gece çok başkasın yapışırken damağına saklı iksiri hazzın yutsun bütün nefretini ardında kalanların.. gözlerime bak ve söyle, henüz acın bitmeden son sözü ne olurdu o kırmızı dudakların..? |